Apar topar gidilen “baskın seçim” sath-ı mâilinde millet
irâdesinin tecellisini engellemeye yönelik komplo ve kumpasların
ardı arkası kesilmiyor.
Bahçeli’nin, cumhurbaşkanı adayları için “100 bin kişinin içinde
F.Ö., PKK desteğiyle veya buna benzer adaylara imza taraması
yapılması”yla vatandaşların dilekçelerinden “F.Ö.’nün siyasî
ayağının hangi aday etrafında toplandığının belirlenmesi” çıkışı
garabetin son çarpıklığı.
OHAL altında, hukukta hiçbir değeri olmayan “irtibat” ve “iltisak”la, hukukun temel kurallarının başında gelen “suçun şahsiliği” ile “suç ve cezânın geriye doğru işlemeyeceği” esaslarına aykırı olarak yüz binlerin hiçbir delil olmadan, sahte ihbarlarla, istihbarat jurnalleriyle kamuda hak kazandıkları görevlerinden ihraç- larının, 77 bin vatandaşın çoğu hâlen iddianâmesiz yargısız infazla tutuklanmasının hiçbir mâkul hukukî açıklaması yapılmazken, vatandaşların en temel ve anayasal haklarının başında gelen “dilekçe hakkı”nın da sorgulanması, siyasetin içine düştüğü vartayı ele veriyor.
Ve Bediüzzaman’ın, “hodgâmlık (bencillik), hodfikirlik (bir tek kendi görüşünü önemsemek), hodbinlik (yalnız menfaatini görmek), hodendişlikle (yalnız kendini düşünmek), hadsiz meyl-i zulümle (zulmetme meyli ile) siyaset”in zâlimâne mahiyetini deşifre ediyor. (Eski Said Dönemi Eserleri, Sünuhat, 499)
ABUK SUBUK İSNATLARLA…
Vakıa şu ki, “yasayla tanımlanmayan suç olmaz” gerçeğine karşı, “şu adaya imza verenler araştırılsın!” pervâsızlığıyla hakkında hiçbir “yasal mani” bulunmayan vatandaşların “seçme ve seçilme hakkı”nın gasbına kalkışılmasıyla hukuk devletinde izâhı olmayan bir skandal sergileniyor.
Herhangi bir vatandaş soruşturma geçirse, yargılansa ve hatta cezâ dahi alsa oy hakkı olduğu gibi dilekçe hakkı da var. Anayasanın “Siyasi Haklar ve Ödevler” bölümünde demokrasinin en temel hakları arasında sayılan “oy kullanma hakkı”yla tutukluların yanısıra taksirli suçtan mahkûmlar dahi oy kullanma hakkına sahipken, hüküm giymemiş, cezâ almamış, cezâsı kesinleşmemiş ya da tâkipsizlik kararı almış, beraat etmiş vatandaşlar “suçlu” addediliyor!