Ankara’nın “kırmızı çizgileri” aşama aşama aşılıyor. En son
“kırmızı çizgi” ilân ettiği “Suriye Demokratik Güçleri”nin Fırat’ın
batısına geçtiğine dair siyasî iktidardan garip teviller
geliyor.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan sonra iktidar partisi sözcüsünün de
“Bize gelen bilgiler, Fırat’ı geçen unsurların PYD olmadığı, daha
çok Arap ve bölgede “koalisyon”la birlikte hareket eden gruplar
olduğu yönünde” sözleriyle olup bitenlerin âdeta karartılıyor.
Oysa herkes biliyor ki, “Suriye Demokratik Güçleri”nin önemli bir kısmı Türkiye’den PKK’lıların da katıldığı PKK’nın Suriye kolu PYD’nin askerî kolu YPG militanlarından oluşuyor.
Ve tesbit şu ki, Türkiye, hârici ecnebi güçlerle bölgedeki yerel taşeronların sürdürdüğü “vekâlet savaşı”nda bir şey yapamıyor. Özellikle uçağının düşürülmesiyle uluslar arası zeminde eli daha da güçlenen BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya, Türkiye’nin yanıbaşında hava operasyonlarını sürdürürken, Türkiye sınır ötesi kara harekâtı bir yana hava harekâtına dahi yanaşamıyor.