Ankara tam bir gündem girdabında. Siyaset âdeta yalpalıyor.
Ortaya atılan konularda bir sonuca varılmadan, tartışmaların biri
bitmeden diğeri alevlendiriliyor; karmaşa âdeta birbirini
tetikleyerek devam ediyor. Çoğu kez meseleler içinden çıkılmaz hal
alıp çözümsüzlük devam ediyor.
İktidar partisinin Meclis gündemine soktuğu “çocuk tecâvüzcüleri”ne dair yasal düzenlemeye muhalefetin ve kamuoyunun tepkilerine kulak tıkayıp garip bir biçimde direnen iktidarın ani bir çarkla tasarıyı komisyona geri çekmesi ve akabinde komisyonun gündeminden tamamen çıkarması bunun son örneği.
Yine son zamanlarda hız kesmeden süren operasyonlarla milletvekillerinin ve belediye başkanlarının gözaltına alınarak tutuklanıp yerlerine kayyım atanmasında demokrasi ve hukuk açısından garabetler yaşanıyor.
TÜRKİYE, HUKUKTAN KOPUYOR
Bu arada tam da HDP’lilerin Meclis’in her türlü yasama çalışmalarına katılma kararı aldığı sırada, barışçı ve arabulucu yönüyle tanınan Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün görevden alındıktan sonra tutuklanması Ankara’yı bir başka açıdan zora sokuyor.
Zira gözaltı ve tutuklamaların cezâlandırılmaya dönüştüğü, özellikle milletvekillerinin tutuklanmasının hukukla bağdaşmadığı tesbitleri gün geçtikçe kuvvet kazanıyor. Âdeta “Seni ‘suçlu’ ilân edip görevden aldım, tutukladım; suçsuzluğunu ispat et; işinden attım, mâsumiyetini ispatla!” dayatmalarıyla peşinen hukukun temel ilkelerinin başında gelen “masumiyet karinesi” toptan yok ediliyor.