Referandum öncesinde AKP iktidarının en başta gelen
söylemlerinden biri “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” perdesinde
dayatılan “başkanlık”la “terörün sona ereceği” propagandasıydı.
Oysa mühürsüz pusula ve zarflarla muallel oylamada kılpayı “evet”
çıktığının açıklanmasından bu yana terör tekrar tırmanıp şehit
sayısı 60’ı aştı.
Vakıa şu ki, öncelikle “çözüm süreci”nde en üst düzeyde ikrar
edildiği üzere güvenlik güçlerinden gelen yüzlerce “operasyon izni
talebi”ne karşı terör örgütüne “İlişilmemesi!” tâlimatıyla
palazlanan PKK’nın kırsaldan şehre inip “şehir yapılanması”na göz
yumulmasının hesâbı sorulmadı.
Keza resmî raporlarla ve iktidar milletvekillerinin ikrarıyla, 200 bin ton patlayıcı, 80 bin uzun namlulu silâh ve roketatarın, tonlarca mühimmat-bombanın depolanıp şehirlerin cephânelik haline getirilmesinin, hendek ve barikatlarla bölgede birçok mahallin âdeta teslim alınıp “Kobanileştirilmesi”ne seyirci kalınmasının nedeni araştırılmadı.