Devleti hataları için ikaz ederken, elbette terör örgütünün vahşeti ve terörü mâzur gösterilemez ve teğet geçilemez. Lâkin örgütün gaddarlığı devlet adına hukuk dışılığa da gerekçe olamaz.
Asıl olan, çağdaş demokrasi ve hukukun belirlediği, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar arası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasada teminatını alan fikir ve ifâde hürriyetine alabildiğine serbestiyet vermek, buna mukabil teröre, silâhlı eyleme asla müsamaha göstermemektir.
En son Bilim Akademisi’nin yazılı açıklamasında yer alan “Elbette ki şiddet ve terör, insanlığa, yaşama hakkına, temel hak ve özgürlüklere yönelik açık ve ağır bir saldırıdır. Şiddet, kin ve nefretin demokratik bir toplumda mâzur gösterilmesi, savunulması, övülmesi ya da teşviki söz konusu değildir. Ancak demokratik toplumların özgürce biçimlenmesini sağlayan ve basit ya da yansız düşünce açıklamaları dışında eleştirel nitelik taşıyabilen ifâde özgürlüğüdür” ölçüsü esastır.