Cevher İlhan Yeni Asya Gazetesi

“İki Avrupa” ve AB

AB projesi, Türkiye’nin demokratik standartlara, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına, hukuk devleti, insan hak ve hürriyetlerine ulaşması açısından önemli. Beynelmilel tesbitlerle...

12 Aralık 2015 | 131 okunma

AB projesi, Türkiye’nin demokratik standartlara, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına, hukuk devleti, insan hak ve hürriyetlerine ulaşması açısından önemli.

Beynelmilel tesbitlerle, “insanî gelişmişlik”te 69., “sivil özgürlükler”de 132., “demokrasi endeksi”nde 89. sıraya inmekle “hibrit (melez-karma) demokrasiler” kategorisine düşen ve yolsuzlukta dibe vuran Türkiye’nin demokratikleşme ve özgürlükleri hayata geçirmesi ve yolsuzluklarla mücadele için AB müktesebatını edinmesi gerekiyor.

Gerçek şu ki AB’nin esaslı bir tahlile tabi tutulması lâzım. Bu hususta “Avrupa medeniyeti” ekseninde temel târif ve tesbitlerde bulunan Bediüzzaman’ın öncelikle “birinci Avrupa” ve “ikinci Avrupa” tasnifi yol gösterici.

Zira Bediüzzaman, İsevîlik dininin hakikatinden aldığı feyizle insanlığın sosyal-medenî hayatına faydalı san’atları-sanayii, adâlet ve hakkaniyete hizmet fenleri/ilimleri tâkip eden hak ve hürriyetler ekseninde tanımladığı “birinci Avrupa”yla işbirliği dostluğun gereğini belirtir. (Lem’alar, 167-172)

“İkinci Avrupa”yı inkârcı tabiat felsefesinin karanlığıyla medeniyetin kötülüklerini “iyilikler” zannederek insanlığı sefâhete ve dalâlete sevk edip, medeniyeti, insanlığın maddî ve mânevî mahsulatını yok ettiğini, felâket ve helâketine sebebiyet verdiğini izâhla bundan sakındırır…

“İKİNCİ AVRUPA”YA KARŞI…

Zira Bediüzzaman’a göre, “birinci Avrupa”, insanî ve dinî değerleri önemser, adâleti, insan haklarını, hukuku, katılımcılığı, halka hizmeti esas alır. Bilim, san’at ve teknolojide öncülük eder.

Buna mukabil, “İkinci Avrupa” ise, inkâr fikri ve ahlâksızlıkla heva ve hevesi kamçılar, dalâleti azdırır, siyâsî desiselerle hep menfaatini hedefler. Bencildir, hak yerine kuvveti esas alır. Zarurî olmayan ihtiyaçları “zarurî” gibi algılatmakla tüketimi ve israfı arttırır. Görenek ve tiryakilikle fakirleştirir. İnsanların yüzde seksenini meşakkate düşürür. Zulme, harama, çatışmaya sürükler. Yardımlaşma ve merhametten mahrumdur. Başkasını yutmakla beslenen ırkçılıkla tecâvüzkârdır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Fikri hezeyanlaştıran” siyasî manipülasyonlar 06 Mayıs 2018 | 283 Okunma İktidarınki “hamle,” muhalefetinki “hülle ve hîle”! 29 Nisan 2018 | 198 Okunma “Suriye’nin politikası”nın garabetleri 22 Nisan 2018 | 188 Okunma Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi! 08 Nisan 2018 | 217 Okunma Soruşturmalar sulandırılıyor 25 Mart 2018 | 354 Okunma