“Kardeşlik ve vatandaşlığı zîr ü zeber eder…”
OHAL sonrası ilk KHK’da, MGK’ca “devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğu” hükmüyle “terör örgütü” olarak belirlenen
“yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı
(ilişkisi) irtibatı olduğu iddiasıyla “değerlendirilen” özel kurum
ve kuruluşların yanı sıra kamudaki operasyon ve tasfiye dalgası
vahim boyutlara ulaşıyor.
Tasfiye operasyonu, daha ilk günde bine yakın özel okul - eğitim kurumuyla, yüzlerce öğrenci yurdu ve vakıfla, onlarca üniversite ve sendika ile kalmıyor. Onbinlerce kamu görevlisinin ilişkisi kesiliyor. Millî Eğitim’de binlerce personelle birlikte 21 bin öğretmenin açığa alınması sonucu sayı 43 bine varmış. Diyanet’in merkez ve taşra teşkilâtında aralarında müftü ve müftü yardımcıları olmak üzere 1112 personel görevden uzaklaştırılmış.
Keza ilk KHK’da “yargı mensupları ile bu meslekten sayılanlara ilişkin tedbirler”de, AYM üyeleri; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri; Danıştay daire başkanı ve üyeleri ve Sayıştay meslek mensupları hakkında meslekte kalmalarının uygun olmadığı ve meslekten çıkarılmalarına nasıl karar verileceği düzenleniyor.
Geri kalan hâkim ve savcılar hakkında HSYK’ca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verileceği –4. maddede- belirtiliyor…