Suriye sınırında Rus uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye’nin eğitim vermek maksadıyla Musul yakınlarındaki Başika’ya 150 asker ve 18 tank göndermesiyle Irak’la kriz yeniden depreşti.
Esasen Türk askerî varlığı 1996’dan bu yana Irak’ın kuzeyinde varlığını sürdürüyor. TSK unsurlarının Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki Erbil’e bağlı Soran ve Süleymaniye’nin Kaleçuvalan’da ve bir seneden beri Başika’da Peşmerge’ye askerî eğitim veriyor. Peki şimdiye kadar ses çıkarmayan Irak merkezi hükûmetinin, son ek asker gönderilmesine tepkisinin gerisinde ne var?
Gerçek şu ki, 2003 Nisanı’nda önemli bir kısmı çocuk, kadın, yaşlı iki milyon Iraklının katleden, milyonlarcasını yaralayıp sakat bırakan, nüfusun üçte birine varan on milyon sivilin evlerini terk edip göçe zorlayan Amerikan-İngiliz ve küresel ortaklarının hegemonya ve çıkarları hesâbına işgaliyle Irak ülkeyi topyekûn perişan edilerek çökertildi. Etnik ve mezhebî tefrika fitnesinin alevlendirilmesiyle, Müslüman komşunun yer altı - yerüstü kaynakları işgalcilerce sömürülmeye devam ediliyor.
İşgalin ardından Irak merkez bankası ve müzeleri yağmalanıp talân edildi; çoğu Yahudi sermayeli Amerikan ve İngiliz dev petrol şirketlerinin en az 30 yıllık ihâlelerle gasbedilip hortumlanıyor.
Tesbit şu ki, kriz, baştan beri işgal güçleriyle işbirliği içindeki Kuzey Irak yönetiminin, ecnebilerin tahrikiyle merkezî Irak hükûmetine kafa tutmasından kaynaklanıyor. Gerginlik, Erbil’in Bağdat’ı devre dışı bırakarak bölgedeki petrol ve enerji kaynakları üzerinde tek başıyla tasarrufundan türüyor.
TÜRKİYE İLE IRAK ARASINDAKİ KOPUŞ
Erbil, ülkedeki enerji kaynaklarının bütün halka ait olduğunu hükme bağlayan Irak anayasasının 140. maddesine aykırı olarak Bağdat’ın onayı olmadan bölgedeki petrolü ve enerji kaynaklarını ecnebi şirketlere peşkeş çekiyor. Bağdat’ın olurunu almadan petrol ihraç edip satıyor. Yine anayasa gereği ödemesi gereken petrol gelirlerinin yüzde 17’sini sürekli geciktiriyor, ödemiyor.
Bu arada Bağdat’ın ruhsat vermediği Amerikan, İngiliz ve çoğu Yahudi sermayeli petrol şirketleri bölgede petrol çıkarıyor. Bununla da yetinmeyen Kuzey Irak yönetimi, geniş petrol rezervlerine sahip ihtilâflı bölgelerin yanı sıra ülkenin kuzeyinde büyük petrol rezervleri bulunan ve Bağdat’ın kontrolündeki Musul ve Kerkük üzerinde de hak iddia ediyor.
İşte bu karmaşada, Türkiye’nin 2012’de Irak’ı by pass ederek Kuzey Irak petrolünün satışına aracılık etmesiyle “Ankara-Bağdat hattı” koptu; her bahaneyle gerginlik açığa çıkıp kriz nüksediyor.