Gündemden kaçırılan ve siyasî iktidara ilişik medyanın âdeta örtbas ettiği konulardan biri de “Mavi Marmara dâvâsı”nın akıbeti oldu.
Bilindiği gibi, 31 Mayıs 2010 tarihinde Türk bayraklı “Mavi Marmara” yardım gemisi insânî yardım malzemesiyle Gazze’ye yardıma giderken, İsrail askerlerinin baskınına uğramış, on vatandaşımız ketledilerek yüzlerce vatandaşı günlerce fizikî işkenceye tabi tutulmuştu. Öncelikle, maktullerin âileleri Türkiye’de cezâ dâvâsı açmış; İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davalarda baskın emrini veren İsrail’li yetkililer hakkında cazâlar verilerek sorumlulara tutuklama kararı çıkmıştı. Ne var ki mağdur avukatlarının da defalarca yakınmasıyla, 26 Mayıs 2014’te İsrailli komutanlar hakkında çıkarılan “kırmızı bülten kararı”nın interpole bildirilmesi hususunun Adalet Bakanlığı tarafından bir türlü yerine getirilmeyerek süreç savaklanmış; İsrailli sorumlular korunmuştu.
Bu arada Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından 29.01.2015’te “Savaş suçu işleyen İsrail’in cezalandırılması” kararına rağmen İsrail’i UCM’de yargılamamak için aranan hukuk yolları Temyiz Mahkemesi’nde karşılık görememişti.
“DÂVÂDAN VAZGEÇİN!” BASKISI