Demokrasiye, hukuka, millet irâdesine bir saldırı olan darbenin
önlenmesi fevkalâde değerli.
Zira 1909’daki 31 Mart Vak’asından, 27 Mayıs kanlı darbesine, 12
Mart Muhtırası ve 12 Eylül ihtilâlinden 28 Şubat “postmodern
darbesi”ne kadar dayatılan bütün darbe ve ara dönemlerde demokrasi
katledildi, millet irâdesine ve meşruiyete el konuldu.
Belli ki, ciddî bir hazırlık süreciyle bir kalkışma olmuş. Birçok darbe ve ara dönemde Meclis kapatıldı, kapısına kilit vuruldu, tasfiye edildi; lâkin hiçbirinde son karanlık darbe girişiminde olduğu gibi Meclis bombalanmadı.
Bu açıdan, halkın kanlı darbeye karşı direnci, şimdiye kadar onca darbeye sessiz kalan kalabalıklarda demokrasi şuurunun gelişmesini göstermesi açısından fevkalâde önemli.
Daha önceki darbelerde ve ara dönem dayatmalarında karargâha kadar gidip cuntacı darbecileri dakikalarca ayakta alkışlayan yüksek yargı mensuplarının, üniversite temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının, sendikaların darbe teşebbüsüne karşı çıkışları kayda değer.