Yine bir Olağanüstü Hal (OHAL) kararnâmesiyle (KHK) “OHAL
İnceleme Komisyonu’nun kurularak KHK’larla yapılan ihraçlara ve
kapatılan kuruluşlara itiraz hakkının getirilmesi, haksızlıkların
ve hukuksuzlukların örtülü ikrarı.
684 sayılı KHK ile işten atılan 95 bin kişinin ve kapatılan
kuruluşların başvurularını alınacak olması; -Terörle Mücadele
Kanunu kapsamına giren suçlarla toplu işlenen suçlar hariç- daha
önce 30 güne çıkarılan gözaltı süresinin 7 güne indirilmesi ve
hiçbir hukuk devletinde benzerine rastlanmayan “avukat yasağı”nın
kaldırılması, yanlışından dönüş sinyali oluyor.
Aslında OHAL KHK’ları ile yargısız, sorgusuz–sualsiz 150 bine varan kamudan ihraçların ve görevden uzaklaştırmaların yanısıra yüzlerce firmaya, şirkete kayyım atanıp el konulması ve basın yayın organlarının kapatılmasının Türkiye’yi tam bir girdaba soktuğu açıkça görülüyordu.
Dayatılan haksızlıkların OHAL’ın kalkmasıyla eninde sonunda yargının önünden gelip döneceği, vatandaşların maruz kaldıkları büyük mağduriyetlerin, maddi–manevi kayıpların millete ve devlete büyük bedeller ödeteceği biliniyordu. Hukuk dışılıkla ve haksızlıklarla muallel dayatmalarla adâletin gelmeyeceği ortada idi.
HUKUK HİÇE SAYILDI, VARTAYA DÜŞÜLDÜ
Ne var ki, hukukçuların, uygulamaların Anayasa ve hukukla asla bağdaşmadığına dair bütün ikazlara rağmen bir kez daha “kumpasa gelen” siyasi iktidar, “muhtemel potansiyel tehlike” vehimli kararnâmelerle haksızlıklara ve hukuksuzluklara devam etti.
“Darbe girişimi”ne kalkışanların, karışanların, parmağı olup destek verenlerin “etkin soruşturma”ya tabi tutulması gereğine karşı, bunun dışında sırf devletin izin verdiği bankaya para yatırma, sendikaya üye olma, özel okula - dershaneye öğrenci gönderme gibi “gerekçeler”le peşpeşe KHK’larla hiçbir soruşturma ve inceleme yapılmadan insanlar hak kazandıkları işlerinden edildi.
Resmi Gazete’de gece yarısı yayınlanan KHK’larda, Emniyet’ten Milli Eğitim’e, Sağlık’tan Diyanet’e, YÖK’ten üniversitelere, bütün bakanlıklarda ve kamu kurumlarında on binlerce kamu personeli, “hiçbir yargı ve mahkûmiyet kararı aranmaksızın” mesleklerinden atıldılar; ve “bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecekleri” durumuna düşürüldüler.