Şehid cenâzelerinin peşpeşe geldiği, canlı bombaların İstanbul’da havalimanına sızmasıyla 44 insanın can verdiği terör saldırı sonrası yeniden istihbarat ve güvenlik yetersizliği tartışmaları ortasında Ankara’nın İsrail’le son işbirliği âdeta karambola geldi.
Tam da AB’ye rest üzerine restlerin çekildiği süreçte, başta Kudüs-ü Şerif olmak üzere kutsal topraklardaki Siyonist işgaline ve Filistin dâvâsına dikkat çekildiği Ramazan’ın son Cumasındaki “Dünya Kudüs Günü” haftasında İsrail’le anlaşmaya son şeklinin verilip imzalanması çarpıcı.
Ne var ki, AKP siyasî iktidarının “İsrail’le normalleşme” paravanında yaptığı “anlaşma”nın Türkiye’nin ve Filistin’in aleyhine olduğu açıkça sırıtıyor.
“TAZMİNAT” DEĞİL “BAĞIŞ”MIŞ…
Esasen son on dört yılda Türkiye’nin İsrail’le savunma sanayii, silâh alımı ihâlelerinin yanısıra enerjiden telekomünikasyona, tarımdan sulamaya, turizmden danışmanlığa birçok alanda ekonomik zabıtlarla hep normalin üstünde tam gaz sürerek daha da derinleştirildi.