Katar krizinin patlak verip İran’da intihar saldırılarının bütün
bölgeyi hedefleyen mezhep savaşı tehdidi ve riskinin tehlikeli
boyutlara tırmandığı kargaşada Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin
Irak’tan kopma anlamına gelen “bağımsızlık referandumu”nun 25
Eylül’de yapılacağı ilânı Ortadoğu’daki büyük tefrika fitnesi
projesinin bir parçası olduğu ortaya çıkıyor.
Öncelikle, Irak Merkezi Yönetimi, “Erbil’in tek taraflı bağımsızlık
adımını reddediyoruz; hiçbir taraf, diğerini onayını almadan kendi
başına Irak’ın kaderine karar veremez” tepkisiyle Kuzey Irak
yönetiminin tek taraflı emr-i vakisinin Irak anayasasına ve ülkenin
bütünlüğü esasına aykırı olduğunu belirtip reddediyor.
Ne var ki Ankara’nın tepkisi bir garabeti ortaya çıkarıyor. Öncelikle Başbakan’ın, “Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Bütün Iraklıların bir arada, bir devlet olarak yaşamasını istiyoruz. Bölgemizde yeterince sorun var. Yeni bir sorun alanı oluşturulmasının doğru değil, Kuzey Irak’ın bağımsızlık referandumu kararı sorumsuzca” yakınması dikkat çekici. Keza Dışişleri Bakanlığı’nın “Bu vahim bir hatadır. Irak’ın toprak bütünlüğü temel politikamızdır” açıklaması çarpıcı. (AA, Milliyet,, 9.6.17)