Maddî problemlerin yanı sıra fırsat eşitsizliği ve üniversite
mezunlarının işsizliği benzeri ciddî sorunlar dururken, her yeni
bakanla her şeyin silbaştan değiştirilip alt üst edildiği kargaşada
Millî Eğitim’in sorunları daha da ağırlaşıyor.
Aslında, Türkiye’nin Milletlerarası Öğrenci Değerlendirme Programı
PISA’nın 72 ülke arasında OECD’de en sonda yer almasıyla, yine
Yetişkin Becerilerinin Milletlerarası Değerlendirmesi PIAAC
ölçümleriyle 33 ülke arasında 31’inci sırada Şili ve Jakarta’dan
sonra yine sondan üçüncü olması, eğitim karnesini ortaya
koyuyor.
Her defasında “en büyük reform” diye “sınav sistemi”nin yap-boz tahtasına dönüştürülüp Millî Eğitim bütçesinin savrulmasıyla, icâd edilen “proje okullar”la liyâkatin hiçe sayılmasıyla milyonlarca öğrenci haksızlığa uğruyor. Müsteşarın, hatta Bakan’ın bile haberi olmadan yine “tepeden tâlimat”la “4+4+4”ün dayatılmasına benzer emr-i vakiyle son TEOG tâlimatı oldu bittisi bunun en yeni örneği.
BİNLERCE EĞİTİMCİ “HAVUZ”A ATILDI…
Ancak bu süreçte, en evvel yüzlerce deneyimli yetişmiş eğitimci – yönetici ve akademisyenin Kanun Hükmünde Kararnâmelerle (KHK) havuza atılıp harcanması Millî Eğitimi felç etti.