7 Haziran’da sandıkta tecelli eden millet irâdesini beğenmeyip, ülkeyi apar topar “tekrar seçim”e götüren geçici hükûmetin garip bir vesâyet altında olduğu ortada.
Evvelâ, Aralık 2014’te AKP iktidarının 12. yılında, devletteki israftan, taşıt kiralanmasından, kamu taşıtlarındaki binalarındaki ve taşıtlarındaki sayı ve kiralanma bedellerindeki artıştan yakınan Başbakan Davutoğlu, devletteki vahim israfın “denetim stratejisi”yle önleneceğini vaad etti. Devletin, elindeki sosyal tesisler, lojmanlar, konutlar, bina ve taşıtlarla ilgili kapsamlı bir envanter çalışmasıyla personel sisteminin ciddî gözden geçirmeye ihtiyacını belirtti.
Ardından Mâliye Bakanlığı’ndaki brifingde, “devlette büyük israf yaşandığını” tekrarlayan Başbakan, kamunun elindeki bütün mal varlığının “en şeffaf ve eski tabirle en idâreli kullanılması gereğini” taahhüd etti.
Ne var ki, sözkonusu israf azalmadı, tam tersine daha da arttı. Kısacası, Başbakan’ın “israfı bırakma” çağrısıyla “israfla mücadele stratejisi”, 2015 yılı bütçesi görüşmelerinde resmen ıskartaya çıkarıldı… (Gazeteler, 26, 30, 2, 19.14)
KARGAŞAYLA ŞANTAJ!
Yine 7 Haziran seçimlerinden sonra Başbakan “Halk ‘başkanlık sistemi’ni istemediği mesajını verdi” diye konuşurken, iki ay sonra 1 Kasım seçimleri için hazırladığı seçim bildirgesine “başkanlık sistemi”ni koydu. Halka karşı dile getirdiği tesbitlerinden vazgeçti.