GDO’lu ürün ve gıdaların insan bünyesi ve canlılar üzerindeki olumsuz etkisiyle bağışıklık sistemini yok ettiği, insan ve çevre için fevkalâde riskler taşıdığı bütün dünyada kabul ediliyor.
Genetiği değiştirilerek yaratılıştaki mükemmel fıtrî yapısı bozdurulmuş gıdaların, birçok kimyevî maddeyi ve virüsü barındırdığı; kanserden kısırlığa, felçten erken doğuma, çeşitli kalıcı hastalıklara ve ölüme sebebiyet verdiği çevre ve sağlık otoritelerince ifâde ediliyor.
İktidar cenahınca her fırsatta sözkonusu GDO’lu ürünlerin ithal ve kullanımının, “AB’nin izin verdiği binde 9 oranı” kapsamında olduğu medyatik saptırmasına başvuruluyor. Lâkin Türkiye’de insan, hayvan ve bitki sağlığını bozan, ekolojik dengeyi altüst edip çevreyi kirleterek toksit ve zehirli etki yapan, zararlı maddelerle genetiği bozdurulmuş ürünlerin test edilip incelenmediği, kontrol edil(e)mediği açıkça ikrar ediliyor.