Her ne kadar iktidardakiler, bir yandan 111 bin 240 kamu
görevlisinin ihraç edildiğini söylerken diğer yandan kesinlikle bir
mağduriyet olmadığını, bugüne kadar OHAL uygulamaları neticesinde
özgürlük alanı daraltılan, temel hak ve hürriyetleri kullanılması
sınırlandırılan, engellenen ve ertelenen hiçbir kişinin
bulunmadığını, dahası hiç kimsenin OHAL’i hissetmediğini iddia
etseler de, OHAL uygulamalarıyla yüz binlerin mağdur olduğu
ortada.
15 Temmuz 2017’den bu yana 134 bine yakın kişinin gözaltına
alındığı, 50 bin 400’ünün tutuklandığı, vatandaşların maddî ve
mânevî emekleriyle oluşturdukları vakıf, dernek, okul, dershane,
sendika, üniversite, medya organı gibi beş binin üzerinde kuruluşun
kapatılıp mal varlıklarının devlete devredildiği, bine yakın -966-
şirkete kayyum atandığı, 111 bin 240 kamu görevlisinin ihraç
edildiği, Milli Eğitim Bakanlığı’nda 34 bin personelin işken
atıldığı, özel öğretim kurumlarında çalışan 20 bin 292 öğretmenin
çalışma izinlerinin iptal edildiği süreçte, haksızlık ve
hukuksuzluklara karşı kamuoyundan gelen yoğun tepkilere karşı 23
Ocak’ta bir OHAL KHK’sı ile kurulan ve ancak işbaşı yapabilen OHAL
İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun mâhiyet ve işlevine dair
istifhamlar devam ediyor.