Meclis’in hükûmete geçici olarak verdiği OHAL yetkisi, Anayasaya
göre “OHAL’in gerekli kıldığı süre, yer ve konular”la
sınırlandırılmıştır.
Bu açıdan Bakanlar Kurulu’nun OHAL dönemlerinde “OHAL’i gerekli
kılan konular”ın dışındaki düzenlemeler açıkça Anayasanın ihlâli
olur.
Ne var ki, Meclis’in verdiği KHK çıkarma yetkisi, âdeta “yetki devri” niteliğine dönüştürüldü; Garip kurnazlık ve çarpıtmalarla OHAL ile hiç ilgisi olamayan KHK’lara “OHAL KHK’si” denilerek anayasal sınırlar aşıldı. Meclis’te etraflıca görüşülüp tartışılarak yapılması gereken ve birçok husus KHK’lerle düzenlenerek Meclis’in yetkisi resmen gasbedildi, gasbediliyor. Sadece 120 bin kamu görevlisinin yargısız ihrâcıyla, 50 bin vatandaşın tutuklanmasıyla, binlerce özel vakıf, eğitim ve sağlık kurumuyla firmanın kapatılmasıyla kalınmamış; ek vergilerin konulmasından yeni üniversitelerin kurulmasına, “OHAL ilânı ve yetkisi”yle hiçbir alâkası olmayan bir yığın işlem yapılmış, yapılıyor...