Erdoğan’ın son Amerika ziyareti Ankara’nın “kırmızı çizgi”
saydığı “PYD terör örgütü” nitelemesinin Washington tarafından
kabul edilmediğini bir defa daha ortaya çıkardı.
Ne var ki, bununla kalmadı. Amerikan yönetiminin, Kilis’in
karşısındaki Azez-Cerablus hattının PYD’ye bırakılması dayatmasını
da Ankara’nın onaylamak durumunda kaldığı ortaya çıktı.
Her ne kadar Ankara hâlâ desteklediği Arap ve Türkmen muhaliflerin bu bölgede olmasını ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) eline geçmesini istese de, ABD ve “koalisyon güçleri”nin IŞİD’in tasfiye edileceği 98 kilometrelik örgüte lojistik destek sağlayan 98 kilometrelik kritik alanı PYD kontrolündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) almasından yana olduğu görülüyor. Kürt grupların Amerika’nın desteğiyle en son Afrin ve Kobani kantonları arasındaki kritik Membiç için özel komutanlık kurup Rakka’yı ele geçirme harekâtı da buna yorumlanıyor.
PYD’DEN DAİŞ/IŞİD SÖYLEMİNE DÖNÜŞ
Tesbit şu ki, Amerika’da “Türkiye-ABD ittifakının bir alternatifi olmadığı ortada. Zaman zaman yalnız kaldığımızı hissetsek de ABD’nin yanımızda olduğunu ve bizi anladığını düşünmek istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı’nın “temennileri” boşa çıkmış.
Bu açıdan, son demde “Ey Amerika! Bizimle mi, yoksa PYD örgütü ile mi berabersiniz?!” çıkışlarına son verilmesi, ABD’nin PYD/YPG’yi terör örgütü” olarak tanımama ısrarına artık tek kelime eleştiri getirilmemesi ve terörle mücadelede PYD/YPG’den bahsedilmez hale gelinmesi dikkat çekici.
Aslında Dışişleri Bakanı’nın ziyaret sırasında peşinen “PYD için ABD’ye küsecek, stratejik ortaklığımızı bozacak değiliz” çarkıyla bunun ilk sinyalleri çakılmıştı.