15 Temmuz menhus “darbe girişimi” sonrası tartışmalar
karambolunda Türkiye’nin büyük kayıplarına sebebiyet veren Rusya
ile krizin sebep ve sonuçları üzerinde yeterince durulmadı.
Gerçek şu ki, son 13-14 yılda Ortadoğu kapsamında, özellikle Irak
işgali ve Suriye iç savaşı üzerinden “büyük Ortadoğu projesi (BOP)”
ile Türkiye, Amerika-İngiliz- İsrail politikaları ekseninde kritik
bir kıskaca sokuldu.
Son beş yıldaki Suriye odaklı gerilim, 24 Kasım’da Rus uçağının
düşürülmesiyle tavan yaptı.
Garip olan, olaydan hemen sonra Genelkurmay’ın evvelemirde krize
karşı ön alma amaçlı, “milliyeti bilinmeyen bir uçak” duyurusuyla
“yanlışlıkla olduğu” mâzeretine zemin hazırlama çabasına mukabil,
çok geçmeden “Saray kaynakları”ndan, Rus uçağının kimliğinin
bilinmesine rağmen siyasî iktidarın direktifiyle düşürüldüğünün
duyurulması buna fırsat vermedi.
Aynı gün “Bugün sabah saatlerinde hava sahamızı ihlâl eden âidiyeti
belli olmayan bir uçak düşürülmüştür” diyen Cumhurbaşkanı’nın, iki
gün sonra Saray’da 15. kez topladığı muhtarlara “Aynı ihlâl bugün
yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır” diye meydan
okuması tam bir kırılganlık oluşturdu.