Sandıkta tecelli eden millet irâdesi bir defa daha hiçe sayılıyor.
Terörün azması, ekonomideki kırılganlık, geniş tabanlı bir reform-onarım hükûmetini gerektirirken, Davutoğlu’nun “Nihaî kertede koalisyon formülü bulunamamıştır” açıklaması belirsizliği daha da derinleştirdi.
İşin garibi, 9 Temmuz’dan bu yana olabilecek bütün yolları denediğini söyleyen Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı ile istişâre edeceğim, gerekirse görevi iâde edeceğim” deyip süreyi nasıl neticesiz harcadığını bir nevi ikrar etmesi. Aldığı, lâkin zeminini bulamayıp başaramadığı “görev”i, Bakanlar Kurulunda ve partisinin MKYK’sında ele aldıktan ve “Cumhurbaşkanı ile değerlendirip istişâre ettikten sonra gerekirse iâde edeceğim” demesi.
Gerçi başından beri belliydi ki, Cumhurbaşkanı hükûmeti kurdurtmama peşinde. Bu ısrar, AKP’yi seçimle aldığı iktidarı “seçimle bırakmama” durumuna düşürüyor. Entrikalarla “seçim hükûmeti” dayatılıyor.