GÜNDEMDEN
Resmî açıklamalarla, 15 Temmuz sonrasında “topyekûn tasfiye
furyası”nda tek kelime savunmaları alınmadan OHAL KHK’larıyla 111
bin 598 kamu görevlisinin yargısız ihrâç edildiği, 134 bin
vatandaşın gözaltına alındığı, 50 bin 400 kişinin tutuklandığı,
binin üzerinde özel vakıf, dernek, okul, dershane, sendika,
üniversite ve medya kuruluşunun kapatılıp mal varlıklarına el
konularak devlete devredildiği, bine yakın şirkete – firmaya kayyum
atandığı ve on bini aşkın işyerinin kapısına kilit vurulduğu vahim
“OHAL bilânçosu” ortada. (AA, 15.7.17)
Ancak en büyük vahamet, “darbe girişimi”nin perde arkasının ortaya çıkarılıp asıl suçluların cezâlandırılması yerine, “darbe dâvâları”nda birbirini nakzeden ifâdelerin peşpeşe geldiği süreçte, yargısız infaz haline gelen KHK’larla dayatılan haksızlık ve hukuksuzların bu kez tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılması.
Öyle ki, Cumhurbaşkanı’nın “at izi it izine karışmış!” dediği karambolde “iktidara ilişik medya”da bile 15 Temmuz soruşturmalarına şâibe bulaştırılıp sulandırıldığı ikazları yapılıyor.
İKRAR
“Borsa kuruldu, milyon doları veren serbest!”
Aslında AKP’li yöneticilerin bile zaman zaman telâffuz ettikleri F.Ö’ borsası”nın kurulduğuna, en evvel Sabah gazetesinden Dilek Güngör, “Bank Asya’da parayı yöneteni çıkar, gariban öğretmeni karı-koca içeride tut. Damatları bırak, kermesçi teyzeleri topla” diye dikkat çekmişti. (14.6.17)
“Daha önce mahkûmun önem derecesine ve parasına göre serbest kalma mâliyetinin belirlendiği, kiminden 100 bin, kiminden 1 milyon, kiminden 10 milyon TL istendiği”ni kaydedip, “İçeriden çıkarmak için akrabalarına ulaşan avukatlar, o kişilerle pazarlık görüşmelerine başlıyormuş. Fiyatta anlaştıktan sonra adım adım tahliye sürecine girişiliyormuş. Artık mahkûmun serbest kalması için alınan para rüşvet çarkı içinde kaça bölünüyorsa...” diye yazmıştı.
Keza Diyanet İşleri eski Başkanı, “İnsanlar kendi çıkarları, konumları, hesapları söz konusu olunca her türlü iftirayı atıyor, her yolu meşrû görüyor. Artık FETÖ’cülük bir maymuncuk gibi, herkesin kendi konumunu güçlendirmek için ötekine doğrulttuğu bir silâh olmuş” demişti. (İpek Özbey, Hürriyet, 29.5.17)
Son ikrar, AKP milletvekili Şamil Tayyar’dan geldi. “FETÖ