Rusya Büyükelçisi’ni katleden suikastçının uzun süre binada tek
başına kaldığı halde neden derdest edilip sağ yakalanmadığına dair
hâlâ cevapsız kalan sorular, Karlov’u kimin, neden ve hangi
maksatla öldürdüğü istifhamlarını gündeme getiriyor.
Bu tablo, bizzat hükümet sözcüsünün ikrarıyla küresel güçlerin
“vekâlet savaşları” verdiği, kırktan fazla istihbarat servisinin
cirit attığı ve onlarca silâhlı örgütün çatıştığı Suriye ve bölge
üzerindeki emperyal güçlerin Suriye’de ateşkes ve barışı
istemediğini açıkça ortaya koyuyor.
Aslında Rusya uçağının düşürülmesi üzerine Türkiye ile arasında baş gösteren krizin çözümünde büyük gayret gösteren Büyükelçi’nin, katıldığı serginin açılışındaki son sözlerinin, “Türkiye ile Rusya ilişkileri normalleştikten sonra Ankara’da yapılan ilk etkinliktir bugün hazır bulunduğumuz sergi” olması, suikastın hedefin Suriye’de varılacak bir ateşkes ve barışın sabote edilmesi olduğu açıkça ele veriyor.
Koruma almayan Büyükelçi’ye neden koruma verilmediği, Çevik Kuvvet’e mensup bir polisin nasıl bir saatten fazla “Büyükelçi’nin koruması rolü”nü oynamasının farkına varılamadığı,