Fırat Kalkanı Harekâtı haftalardır El Bab kapısında
kilitlenirken, Ankara’nın Suriye politikası ile ilgili tezat
açıklamalar, Suriye politikasındaki çıkmazı ele veriyor.
Her fırsatta “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması”
vurgulanırken çözümü tıkayan garip söylemler de tekrarlanıyor.
Yılın son MGK toplantısı açıklamasında, “Suriye’nin toprak bütünlüğü esas olmak üzere kardeş Suriye halkının ve bölgedeki vatandaşlarımızın güvenliği için, PKK/PYD-YPG unsurlarının terör koridoru oluşturma hedeflerine izin verilmeyeceği vurgulanmıştır” ibâresi manidar.
Suriye’deki iç savaş ve kargaşanın tsunami gibi dalga dalga büyüyerek başta komşu ülkelere uzanması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının Türkiye ve bütün bölge için önemini açıkça gösteriyor.
BÖLGEYİ FELÂKETE SÜRÜKLER
Esasen Suriye’nin toprak bütünlüğünün bölünüp parçalanmasıyla çökertilmesinin, ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyal işgalci küresel güçlerin, Fas’tan Afganistan’a 22 İslâm ülkesini bölüp parçalanyarak “uydu devletçikler”e dilimlemeyi hedefleyen “büyük Ortdoğu projesi (BOP)”in bir parçası olduğunun ve bölgede İsrail’in hesâbına ve güvenliğine hizmet ettiğinin açıkça itiraf edilmesi işin mâhiyetini ele veriyor.