Suriye’den canlı bombaların Başşehre kadar gelip Suruç ve Ankara
katliâmları bombalarını patlatmaları, dahası bu ülkeden sızan
yüzlerce uyuyan hücrenin nerede ve ne zaman terör eylemi
yapacaklarının bilinmemesi, istihbarat ve güvenlik zâfiyetinin yanı
sıra, Ankara’nın Ortadoğu ve Suriye politikalarını bir defa daha
gündeme getiriyor.
İç savaş kargaşasındaki Suriye’deki silâhlı muhalif örgütlere silâh
ve mühimmat desteğiyle bu ülkedeki terörün Türkiye’ye sıçradığı
tartışmaları sürerken, son ziyaretinde Alman Başbakanı’nın
mültecileri Türkiye’de tutma önerisi, hâlâ “tampon bölge”de direten
Ankara’yı Avrupa’nın kapısında “sınır bekçisi” ve “tampon bölge”
durumuna düşürürken, âdeta yanlış politikaların bedelini
ödetiyor.
AKP iktidarında, daha önce ortak bakanlar kurulu yapacak kadar dost olduğu Şam’dakilerle, çıkan krizden sonra, Esad yönetiminin devrilmesini talep eden politikaların eksenine oturtması, Suriye’nin bugünkü perişâniyetine sebebiyet veren etkilerin başında geliyor.