Ankara’nın son MGK toplantısından sonra da, içten ve dıştan
yapılan bütün uyarılara rağmen iflâs eden politikalarla tam gaz
Suriye’ye müdahale tavrını sürdürüyor.
Belli ki, “IŞİD’le mücadele” paravanında rejimle çatışan silâhlı
muhaliflere silâh-mühimmat ve her türlü lojistik desteğin yanı sıra
askerî operasyonla Cerablus sınır hattında 20-40 kilometre
derinlikte “tampon bölge” çevreleme peşinde.
Görünen o ki, Cumhurbaşkanı ve AKP hükûmeti, 7 Haziran seçimlerden önce de öncelikle baştan beri saplandığı Şam yönetimini devirmek için Suriye’ye girmeyi kafasına koymuştu. Bunun için TSK’ye baskı yapıldığı artık ayyuka çıkmış durumda.
Suriye topraklarında çekilecek “hat”ın, bölgenin IŞİD’in elinden kurtarılması ve on-on beş bin askerle sıcak tâkiple kontrolünü sağlamak amaçlı olduğu iddia edilse de, sözkonusu “alan”ın bu kez PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’nin kantonlarını birleştirerek Türkiye sınırı boyunca Kuzey Irak’tan Hatay’a Suriye’den koparılacak “koridor”a zemin hazırladığı herkesin mâlûmu.
Keza her ne kadar Cumhurbaşkanı, “Sınırımızda yeni bir devlet oluşmasına asla müsaade etmeyeceğiz” dese de, TSK’nın IŞİD’in elindeki Cerablus’a girmesinin PYD’ye alan açacağı da.