Seçim öncesi Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı provokasyonlardan
biri de Ankara’nın Suriye’ye operasyonla gerçek gündemi saptırma
manipülasyonu.
Her ne kadar Türkiye’nin ABD ve bazı bölge ülkeleriyle birlikte
Suriye’ye askerî müdahale şâyiası “şimdilik” savuşturulsa da, AKP
iktidarında baştan beri iç çatışma kargaşasındaki ülkede olup
bitenleri “iç meselesi” gören Ankara’nın bir tek Şam yönetiminin
devrilmesine saplanan taraflı tavrı, her kritik kavşakta
Türkiye’nin başına gâileler açacak risklerle muallel.
Zira Türkiye’yi Suriye’deki iç savaşta inadına “cephe ülkesi” yapan politikalar yoğunlaşarak devam ediyor. Hâlâ “tampon/güvenli bölge projesi” gündemde. Suriye topraklarında kurulacak bölge, Suriye’den koparılacak, Başta ABD olmak üzere aynen Libya gibi Suriye’ye askerî operasyon peşindeki Batılı emperyal ülkelerin lojistik desteğinde, Körfez ülkeleriyle Türkiye’nin korumasında olacak.
Ve bu “bölgeler”in korunması için, öncelikle Şam’ın hava savunmasından başlanarak silâhlı unsurları bertaraf edilecek. Kısacası, “tampon bölge” üzerinde Müslüman ülkeler savaştırılıp birbirine kırdırılacak. Açıkça “cephe ülkesi” olma ve Müslüman komşu Suriye’ye savaş etme anlamına gelen bu operasyonla Türkiye, sonu belli olmayan meçhul bir mâceraya atılacak.
Bunun yanısıra, Türkiye’nin “eğit-donat programı”na ev sahipliği yapıp, Suriye iç savaşında savaşan silâhlı gruplara silâh ve savaş eğitimi, bir başka yönden belâya teşne durumuna düşürüyor…