Koalisyon arayışları ortasında “erken seçim” tartışmaları devam
ederken, son saldırının, Suriye’deki yangının kıvılcımlarının
Türkiye’ye sıçraması tehdidini taşıdığında herkes hemfikir.
Bayramın birinci günü Irak’ın Diala kasabasında 180 mâsumun
katledildiği ve 170’ten fazlasının yaralandığı Şiîleri hedef alan
IŞİD saldırısından sonra, bayramın ertesi günü Suruç’ta en az 28
kişinin öldüğü, ağır yaralıların da aralarında bulunduğu 100’e
yakın kişinin yaralandığı bombalı saldırı, bayram öncesi “koalisyon
turları”yla hararetlenen siyaseti gölgede bıraktı.
Koalisyon arayışları ortasında “erken seçim” tartışmaları devam ederken, son saldırının, Suriye’deki yangının kıvılcımlarının Türkiye’ye sıçraması tehdidini taşıdığında herkes hemfikir.
Aslında vaziyetin bu vahamete sürüklendiğinin sinyalleri çoktan çakılmıştı. Özellikle seçim öncesi Ağrı saldırıları, HDP’nin Diyarbakır mitinginde dört vatandaşın öldüğü onlarcasının yaralandığı saldırı ve en son geçen hafta Ardahan’da bir minibüsün taranması Türkiye’nin karanlık mihraklarca bir çatışma ortamına itilmek istendiğinin işâretleri.
PYD ile çatışan IŞİD’in Kobani kantonunu yeniden ele geçirme çatışmalarının sürdüğü, Türkiye’nin Cerablus’a sınır ötesi operasyonunun ve “güvenli/tampon bölge”nin gündemde olduğu süreçte bu saldırı beraberinde birçok dehşet soruyu getiriyor…