Gerçek şu ki, “gaddarâne Sevr’in makyajlanmışı olan Lozan Antlaşması’nın açık-gizli maddelerinde de Osmanlı bakiyesi Müslüman milletleri ırkî ve mezhebî ayrımlarla tefrika fitnesi güdülür. Bunun içindir ki Bediüzzaman, Büyük Doğu Mecmuası’nın 29. sayısında yer alan yazıdaki İngiliz Murahhas Heyeti Reisi Lord Gürzon’un’un ikrarıyla “Türkiye’nin İslâmî alâkasını ve İslâm’ı temsil rolünü kendi eliyle çözmesi” hedefiyle, “mazisindeki ruh ve mukaddesatı kökünden ayırma” amacıyla kotarılan ve Türk Murahhaslar Heyetine müşâvir sıfatıyla sokulan hahambaşı Hayim Naum’u dayattığı bilgileri eserine iktibas ederek, “Lozan içyüzü”nü ve “gizli anlaşmanın entrikası”nı deşifre eder. (Emirdağ Lâhikası, 277-8, 286)
Tesbit şu ki, Irak’ı mezhebî ve etnik kotalarla resmen parçalayıp çökerten küresel güçlerin iç savaş bataklığına sürükledikleri Suriye’yi de aynı iftiraklarla parçalama oyunu aynı “menhus plân”a dayanıyor.
“Plân”, 100 yıl sonra yakın coğrafyanın ecnebi devletlerce dilimlenerek sınırların yeniden şekillenmesiyle aralarında paylaşılması. Bu maksatla bölge üzerinde oyunlar sahneleniyor.
Bugün Libya’dan Yemen’e başta “Arap baharı”nın uğradığı ülkeler olmak üzere Ortadoğu’daki toplumlar çeşitli desiselerle ihtilâfa sürüklenip çatıştırılıyor, ifsadlarla fiilen bölünüyor.