15 Temmuz “darbe girişimi”ni hatırlatma perdesindeki politik tahrikler, tırmanan gerginliklerle toplumu kutuplaştırıp barış zeminini bozuyor.
Vakıa şu ki, referandumda “hayır” diyen halkın en az yüzde 50’sinin “teröre destek”le ithamı gibi, adâlet için yürüyen milyonların “darbecilere destek”le suçlanması da, birlik ve bütünlük zeminini dinamitleyip tahrip ediyor.
“Bir daha 12 Eylül’ler, 28 Şubatlar ve 15 Temmuz’ların yaşanmaması için” sıraladığı on maddelik manifestoda, 15 Temmuz’da milletimizin ortaya koyduğu millî irâdenin, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği bir millî istişâre sürecine dönüştürülmesini, devlet yapılanmasında yandaşlığın değil, ehliyet ve liyâkatin esas alınmasını isteyen, “Süreç saptırılıp, suçsuz ve mâsum insanların zarar görmesi engellenmeli ve hele hele muhalefeti susturma çabasına dönüştürülmemeli” çağrısında bulunan ana muhalefet liderine hakaretler yağdırılması, öncelikle siyasetteki diyalog zeminini zedeliyor.