Referanduma sunulacak Anayasa değişikliklerinin “millet
hâkimiyetine dayandığı” iddia edilse de, halkın oyuyla seçilen
“cumhur-başkanı”na tek başına bahşedilen olağanüstü geniş
yetkilerle tam bir “otoriter bir sistem”e gidildiği, kavga ve
gürültüyle Genel Kurul’dan geçirilen metinle ortada.
Öncelikle, Cumhurbaşkanının seçilmemiş yardımcılarını istediği
sayıda atamasıyla seçilmiş milletvekillerinden üstün kılması
peşinen sistemi dejenere ediyor.
MECLİS DENETİMİ KALDIRILIYOR
Bir diğer husus, demokratik ülkelerde ayrı ayrı süreçlerde işleyen “cumhur-başkanlığı” seçimleriyle Meclis/milletvekili seçimlerinin aynı günde yapılması garabeti.
Bu durum ve hele “partili cumhur-başkanı”nın milletvekili adaylarını belirlediği partisinin Meclis’in büyük partisi olması daha baştan yasamayı bütünüyle yürütmenin kontrolüne sokuyor.
Milli irâdeyi temsil eden Meclis’in denetleme fonksiyonlarının başında gelen güvenoyu, gensoru ve sözlü soru önergelerinin kaldırılmasıyla, Meclis’in dışından-içinden atanan bakanların ve cumhurbaşkanı yardımcılarının hesap vermekten “muaf” tutulmaları, sadece “yazılı sorulara yazılı cevap”la kalmaları, Meclis’in millet adına yürütmeyi ve devleti denetim işlevini ortadan kaldırıyor.