Ankara’da tam bir siyasî satranç oyunu oynanıyor.
Son dönemde provokasyon ve tahriklerle “çözüm süreci” siyasî iktidarca bombalayıp berhava edilirken, şiddet ve kan üzerinden seçim ve siyasî rant hesaplı manipülasyonlar devam ediyor.
Çarpıcı olan, son üç senedir sırf “çözüm süreci’ zarar görmesin” diye PKK’nın karakol basmasına, terör estirip yol kesmesine, şehirlerin ortasında hendek kazmasına, adam kaçırmasına, çocukları-gençleri dağa çıkarmasına, kentlerden- köylerden militan devşirmesine, kimlik kontrolü yapmasına, şantiye basıp iş makinelerini yakmasına hiçbir tepki gösteremeyen siyasî iktidarın seçim sonrasında durup dururken “çözüm süreci”ne açıkça suikast girişiminde bulunması.
Terör örgütünün Güneydoğu’da bayrak indirmesini, özel mezar açıp terörist heykeli dikmesini seyreden, örgütün bölgeyi âdeta “teslim” almasına yıllardır bigâne kalan AKP hükûmetinin, tam da “örgütün silâh bırakması” çağrılarının yapıldığı safhada “çözüm süreci”ni açıkça bitirmesi.
Daha da garibi, Oslo’da ve çeşitli Batılı merkezlerde terör örgütü elebaşları ile “müzâkere masası”na oturan, devlet kurumlarına ve yetkilerine Kandil’le İmralı arasında “mektupçuluk” yapıp irtibatı sağlayan, Öcalan’ın mektubunun Nevruz’da meydanlarda yüzbinlere, canlı yayınlarla milyonlara karşı okutulup dinlettirmesini temin eden iktidarın, son dönemde fütursuzca “çözüm süreci”ni dinamitleyip resmen harcaması…
TEK BAŞINA İKTİDAR UĞRUNA
Gerçekten, neden Cumhurbaşkanı “Kürt sorunu yok” deyip “masa”yı tekmeleyerek ortalığı gerdi? Niçin “süreç”teki siyasî muhataplarını “densizlik”le, “terbiyesizlik”le ve “alçaklık”la hakaret ediyor? Sonra ne oldu da son dönemde bir çırpıda çarkla terörün yeniden tırmanmasına bahane oluşturuldu? Oysa AKP medyası, uzun süredir “Erdoğan’la Öcalan’ı ‘çözüm getirecek’ ‘büyük vizyon sahipleri’ diye övüp propagandasını yapmıştı. Peki, neden birden gözden çıkardı; ve“çözüm süreci”ni çöpe attı? AKP, son demde niçin “çözüm”de muhataplarını ısrarla ve hakaretâmiz tahkirlerle dışlıyor?