Ankara katliâmı”nın üzerine “gizlilik” kararıyla garip “yayın yasağı” konulurken, siyasî iktidarı bombalamanın perde arkasına dair sorgulanmasını engelleyici tavrı çarpıcı.
Suruç saldırısı dosyası henüz savcının önüne getirilmezken, Ankara canlı bombalamaların plânlayıcılarının da karanlıkta kalıp ayın akıbete uğramasından endişe ediliyor. Bu yüzden vahim terör ortamına nasıl gelindiğine dair istifhamların ardı arkası kesilmiyor.
Son dönemde terörün tırmanması vetiresine bakıldığında, Cumhurbaşkanı’nın “Dolmabahçe mutâbakatı”nı tanımayıp “masa”yı devretmesinin ardından hadiseler tekrar tetiklendi.
“TÜRKİYE’NİN KAFASI KARIŞTIRILIYOR”
Ne var ki, tam da millet irâdesinin sandıkta tecellisiyle kamuoyunun rahatladığı, “terörün artık sona ereceği” ümitlerinin arttığı günlerde, koalisyon seçenekleri berhava edilerek 45 günlük sürenin harcanmasıyla “tekrar seçim”e gidilmesi gerginlikleri derinleştirdi, toplumdaki tansiyonu yükseltti.