Belediye başkanlarına “ya istifa, ya gereği yapılacak!”
tehdidiyle “istifa etmedikleri takdirde ellerinde haklarındaki
‘dosyalar”ın tedâvüle sokulacağı” şantajı açıkça sırıtıyor.
Ve Belediye Kanunu ile seçilmiş başkanın “seçilme yeterliliğini
kaybetmesi, görevini sürdürmesine engel bir hastalık ve durumunun
yetkili sağlık kuruluşlarıyla belgelenmesi” şartı koşulurken, son
dönemde ihdas edilen “metal yorgunluk” gibi belirsizliklerle hak
ettikleri süreleri dolmadan “politik hesâplar”la görevden
alınmaları garabetinin hiçbir demokratik, hukukî izâhı
yapılamazken, iktidar cânibinden “talân ve rant itirafları”
sürüyor.
Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı daha evvel “Sadece beton, demir, tuğla yığınlarından oluşan yapılar yaylalarımızı, kıyılarımızı işgal etmeye başlamıştır” cümlesiyle “çarpık yapılaşmalardan, kişiliksiz projeler”den şikâyet edip “Müteahhitler yolsuzluk yapıyor. ‘Kazanmak istiyorum’ derken, şehre ihânet ediyorsun. İstanbul Boğazı’nı felç ettiler. Neden, Kararlı bir duruş sergilenmediği için” hayıflanmasında bulunmuştu. (gazeteler, 27.01.17)