Gittikçe genişleyen “darbe soruşturması”- nda özellikle kamuda
60 bine ulaşan açığa almaların yanısıra sivil toplumda
yaygınlaştırılan gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor.
Bütünü bu iktidar döneminde atanan valilerden çeşitli
bakanlıklardaki onbinlerce personele ve öğretmenlere uzanan
bürokrat ve memurların işlerinden el çektirilmesinin yanısıra, sırf
düşüncelerini yazdıkları için gazetecilerin de derdest edilmesi,
“Darbe ile hesaplaşma muhalifleri tasfiye operasyonu haline mi
getiriliyor?” diye sorduruyor.
Elbette darbecilerle hesaplaşılmalı. Fiilen girişenler, katılanlar, desteği olanlar araştırılıp sigaya çekilerek hak ettikleri en ağır cezâlarla cezâlandırılmalı.
Ancak tetikçilerin ötesinde asıl azmettirici cuntanın hâlâ tam tesbit edilemediği karmaşada, olup bitenlerle alâkası olmayan, dahası söz konusu “yapı”yla bile ilgisi bulunmayan kamu görevlilerinin işlerinden edilmeleri, öncelikle darbe soruşturulması ve yargılanmasını zehirler.
“İktidar medya”sının da ikrarıyla, darbede işbirliklerinin henüz netleşmediği, soruşturmalar derinleştikçe rollerin değiştiği, farklı iddialarla ciddî kuşkuların olduğu istifhamlı ortamda, sırf bir câmiaya irtibatından insanların mağdur edilmesinin hiçbir insafı olmaz…
SUÇLUYLA SUÇSUZ AYIRD EDİLMELİ…
Sislerin dağılmadığı karanlıklı karambolde, Anadolu’nun bir köşesinde çocuğunu sonradan “paralel yapı” diye ilân edilen okullarda okutan, öğretmenlik yapan, hükûmetin kayyımla el koyduğu bankadan kartı olan vatandaşların işlerinden edilmeleri hiçbir vicdana sığmaz.