Bizzat resmî açıklamalarla 134 bine yakın vatandaşın gözaltına
alındığı, 50 bin 400’ünün tutuklandığı, 5 binin üzerine özel vakıf,
dernek, okul dershane, sendika, üniversite, medya kuruluşunun
kapatılıp mal varlıklarının devlete devredildiği ve bine yakın
şirkete kayyum atandığı süreçte, hukuksuz OHAL KHK’larına dair
dâvâlarının yargıya açılmayıp komisyona havaleyle adâletin
tecellisinin önüne bir bariyer daha konulurken, iktidar cephesinden
hâlâ OHAL’le hiçbir haksızlığın ve mağduriyetin olmadığı çarpıcı
yanıltmaları Bedüzzaman’ın “Zaman olur zıd, zıddını saklarmış.
Lisân-ı siyasette lâfız, mânânın zıddıdır” hakikatini hatırlatıyor.
(Sözler, Lemeât, 647)
Siyasi iktidarın en hararetli savunucularından bile “yoğun
haksızlıkların ve hukuksuzlukların olduğu” ikrarları gelirken en
son Yeni Millî Savunma Bakanı Canikli’nin Başbakan Yardımcısı
olarak “Bugüne kadar OHAL uygulamaları neticesinde özgürlük alanı
daraltılan, temel hak ve hürriyetleri kullanılması sınırlandırılan,
engellenen ve ertelenen hiçbir kişinin bulunmadığı” OHAL savunması,
doğruyu yanlış yanlışı doğru gösteren çarpıtmaların boyutunu
gösteriyor.
HUKUKTA KIYMETİ OLMAYAN…