Teknoloji hepimiz için ‘bağımlılık’ boyutlarına
ulaşıyor. Evde, sokakta, otobüste, metroda her dakika ellerimiz
tuşlarda, gözlerimiz ekranlarda... Kimimiz memlekette ve dünyanın
dört yanında ne olup bittiğine bakmaktayız. Kimimiz sosyal paylaşım
platformlarında başkalarının ‘apolitik
hayatlarını’ sergilemesiyle alakadar.
Bizler bakarken, birileri de bize bakıyor... Bunu için için de
biliyoruz.
***
Tüm dünyada otoriter yönelimle birlikte kendimizi adeta
bir ‘distopya’ içinde buluyoruz. George
Orwell’ın 1984’ündeki ‘Okyanusya’dan ne kadar
uzaktayız, kestirmek zor. Hele de ‘beter yalanlar
atmaktan çekinmeyen’, ‘Geçmişi kontrol eden
geleceği kontrol eder. Bugünü kontrol eden geçmişi de
kontrol eder’ motto’lu
bir‘Büyük Birader’ rejiminin ‘her şeyi gören ve
bilen devletinin’ tahakkümü söz konusuysa...
Epeydir idrakındayız ya, bu hafta altı ‘dünyalı isyancı
ruh’ sayesinde mevzu gözümüze girdi. Forbes dergisinde çıkan
haberi okuyup da sinirlenmemek ve bir‘Direnişin’ altı
kahramanı üzerinden insanlık ve onur mefhumlarını anımsamamak ne
mümkün!
***
Haberdeki iddialar doğruysa eğer, Türk Telekom, başka bir şirket
üzerinden Türkiye’deki tüm internet kullanıcılarının bütün
trafiğini kontrol etmeye, kimliklerini tespite ve şifrelerini
çözmeye yönelik yazılım sipariş etmiş. Sipariş California merkezli
teknoloji şirketi Procera Network’e verilmiş.
(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/
dunya/621344/Muthis_iddia__Turk_
Telekom_dan_musterilerine_karsi_casus_
yazilim_siparisi.html)
Arzulanan teknoloji, kötü amaçlı yazılımları önlemek
gibi ‘masum’ işlevlere sahip gibi gözüküyor. Ama
Procera’nın yazılımcılarının isyanı, olayın
pek ‘masum’ olmadığına işaret. Forbes’la görüşmüş, iç
yazışmaları sızdırmışlar. İsveç’in Malmö bürosunda 9 yıldır
çalışan Kriss Andsten, 4 Nisan’da şirketin
tüm bürolarına geçtiği e-postada“Hayatımın geri
kalanını Erdoğan’ın çılgınlığının parçası
olarak geçirmenin pişmanlığını çekmek istemiyorum. O
yüzden istifa ediyorum” diyerek işinden olma pahasına bayrak
açmış.
Zira ‘isyancılara’ göre satılmakta olan yazılım, hem
şifrelenmemiş trafikte kullanıcı isimleri ve şifrelerin tespitine
imkân vermekte hem de kullanıcıların IP adresi, hangi siteleri ne
zaman ziyaret ettiklerinin tespitine yaramakta. Hem trafiği başka
bir kaynağa yönlendirebilmekte. Dile kolay, 18 milyon cep telefonu
ve 8.3 milyon genişbantlı müşterinin ahvali söz konusu.
Andsten’in e-postasından iki gün sonra Procera
ofislerine ‘Direniş’ isimli e-postalar gönderiliyor. Bir
eski çalışan “Bu yazılım yüzünden insanlar
ölebilir” diyerek isyan ediyor. Sonunda Procera kullanıcı
adı-şifre çıkartma işini başka bir şirkete havale ederken, 6
mühendis istifa ediyor. Yani iş bitmiyor!
Procera’nın Forbes’a izahatı, “insan haklarının tüm
dünyada destekçisi oldukları”,“gözetleme teknolojisi
satmadıkları” yolunda. Artık neye inanırsınız bilmem.