Ankara’da Cumhuriyet tarihimizin en kanlı katliamından “masumiyet” peydahlamak için kanırtıp duranlar mevzuyu “paralele meridyene”, ABD’ye, İsrail’e, İran’a, Suriye’ye bağlamakta gecikmedi. Meseleyi “öfkeli çocukları” IŞİD’cilerle kapatacakları aşikâr da.. “ne ekersen onu biçersin” bile demeyeceğimizi sanırlar. Fıtratında “alçaklık” olandan başkası beklenmez.
***
Dünyada “demokrasi” diye addedilen ülkelerin yönetimleri arasında bu kadar “yetkili”olup da bu denli “sorumsuzluk” sergileyebilenini zor bulursunuz. Paris’te İslamofaşistlerin kanlı katliamı sonrası el âleme “Sizin istihbarat servisiniz çalışmıyormu” diye diklenirler. ABD Başkanı’na “Biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz” diye böbürlenirler. İş kendilerine geldiğinde ne bir özeleştiri, ne bir istifa... Onların “alçaklığın tarihini” yazan elemanları vardır. Bunlardan “kullanışlı aptallığıyla” müptezelleşmiş birisi, Ankara katliamı sonasında en iyi bildiklerini yapmış, “olağan şüphelileri” döküvermiş:
***
• Türk siyasal İslamcıları istihbarat teşkilatı kanalıyla
İslamofaşist cihatçı grupları eğitip donatıp 4.5 yıldır komşuda iç
savaşı kanırttıklarından.. “Suriye Muhaberatı’nın
intikamı olabilirmiş...” (Aferin, akıllı
çocuk...)
• Ya sürgüne ya hapse yollanıvermiş cemaatçi
savcı/polisler, “7 aydır geliyorumdiyen katliama göz
yumulmasında etkili
olmuşlar...” (Helal, “paralellere” kroşe)
• Klişe tabirinden “DHKC türü küçük fedai
grupları” anmamazlık etmemiş. (Halüsinasyonları
geçiniz...)
• Düne kadar bizzat işine geldiği için “kanaryaseverler
derneği” sandığı “PKK olabilirmiş...” (Çatışmasızlık
ilanını hiç anmaz, el âlemin cihatçı Selefilerinin Konstantiniyye
dergisi kadar muteber görmediğinden...)