TSK, AKP hükümetinin desteklediği ÖSO gruplarıyla “Halep’in Kapısı” El Bab’da kontrolü 24 Şubat’ta sağlamış, “Önce Menbiç sonra Rakka, gazamız mübarek ola” retoriği devreye sokulmuşken, hevesler kursaklarda kaldı. Arap ve Batı medyasında gündeme taşınan, “El Bab, ÖSO’cuların eski silah arkadaşları IŞİD’cileri iknasıyla alınabildi” iddiaları eşliğinde; Rusya’nın çizdiği demarkasyon hattında TSK ile Suriye ordusu kapışır mı kaygıları yaşanırken olanlar oldu. Suriye ordusu güneydoğu hattından ilerleyip kendi hatlarıyla Kürtlerin kontrolündeki bölgeyi birleştirdi. El Bab’ın çıkışı kesiliverdi.
Ne manidar ki, bunlar Donald Trump’ın Pentagon’a bir ay içinde hazırlanması talimatını verdiği “IŞİD’le mücadele planı” eli kulağındayken yaşandı.
***
Önce Kürtlerin haline bakalım… Daha geçen ağustosta Arap nüfusun ağırlıkta olduğu Haseke merkezinden Suriye ordusu sökülüp atıldığında, pek sevinmiş olan Kürtler, şimdi bu gelişten memnun. Hatta Suriye ordusunun kazanımı üzerinden “Kobane-Afrin kantonları birleştirilmekte”. Elbette işin aslı, bölgedeki petrol ve tarım kaynaklarının paylaşımı ile iki kanton arasında ulaşımın sağlanması ve Deyr ez Zor yolunun açılması üzerinden bir taktik işbirliği mevzu bahis.
Suriye Kürtleri bir yandan kendilerini, altı üs sunarak atlama tahtası kıldıkları ABD’nin korumasını umuyor; diğer yandan gözleri kulakları, Trump’ın şimdilik sahaya daha fazla ABD askeri yollayıp çatışmaya daha derinlemesine müdahil olmayı içerdiği bilgileri sızan planında. Yani Rakka’nın IŞİD’den kurtarılmasındaki olası rollerinde...