‘Yeni Osmanlıcı’, ‘Pan İslamcı’ zihniyetin dış politikası, olsa
olsa ‘fetih cepheleri’ üzerinden yürütülür. Açılan her ‘fetih’
cephesi ‘iç siyasette’ her daim mağdur lakin muktedir olabilmenin
mühimmatıdır. Dış siyasette elde ‘atımlık barut’ kalmamasının da
müsebbibi.
Avrupa ile çıkarılan krizin yaban ellerdeki Türkiye insanının
elinden çifte vatandaşlığı alma olasılığı belirmişken, komşu
Bulgaristan’da açılmış ‘fetih cephesini’ ihmal etmeyelim.
***
Rusya ile tarihi bağları ile AB üyeliğini dengelemeye çalışan Bulgaristan, geçen pazar genel seçim için sandığa gitti. Son dört yılda bu üçüncü seçimde yine Boiko Borisov’un merkez sağcı ve Avrupacı, Bulgaristan’ın Avrupalı Kalkınması Partisi (GERB) yüzde 32 ile galip çıktı. İkinci sırada oylarını büyük ölçüde artırarak yüzde 27’ye ulaşan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) geldi. 1989’daki asimilasyon politikalarından itibaren Bulgaristan Türklerinin haklarını “eski Türkiye”nin katkılarıyla söke söke kopartmış Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ise üçüncü sıradaki yerini, Bulgar milliyetçilerini buluşturan ‘Birleşik Vatanseverler’e kaptırdı. Son yıllarda koalisyon ortağı olup bakanlar çıkarmış HÖH’nin bu halinde Bulgaristan Türklerini göstere göstere bölen siyasal İslamcı aklın payı büyük.
***
HÖH 2012’den beri ‘biat’ ettirilmeye çalışılmakta. Önce HÖH
içinden ‘Müslüman Demokrat’ soslu Kasım
Dal’ın Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) devşirildi.
Sonuç hüsran oldu, 2014 seçiminde baraj altı kaldı, HÖH de kan
kaybetti.
Ardından 2015 sonunda Rus uçağının düşürülmesi krizinde Bulgaristan
Türkleri ‘hamasetin Sofya şubesi’ kılındı. Dönemin HÖH
lideri Lütfi Mestan, Rusya’ya -artık kimlerin
telkiniyleyse- ‘dayılanmaya’ kalkıştı. 2013’te aktif siyasetten
çekilip onursal başkanlığa geçmiş HÖH lideri Ahmet
Doğan kendisini “Ya bir yangın çıkarsa, ne
yapacağız? Potansiyel husumetlerin çevresindeyiz” diyerek ikaz
etti.