Rus uçağının düşürülmesinin arkasındaki hesap kitaplar... Yayın
Yönetmenimiz CanDündar ve
Ankara
Temsilcimiz Erdem Gül’ün
mesleklerini yaptıkları için apar topar cezalandırılması... Barış
köprümüz sevgili Tahir Elçi’nin “kim
vurduya gitmesi”...
Bunların hepsi ilintili. 7 Haziran’da yitirdikleri tek başına
iktidarı, “istikrar” vaadiyle tekrarlattıkları seçimle
geri alanların, Türkiye’nin diğer yarısına ödettikleri/
ödetecekleri bedellerin sadece bir kısmı... Şimdilik kurbanlar
memleketin kronik yaralarına el atmış, barış ve demokrasi
arzulayanlar. Yarın “istikrara” oy verdiklerini sananlar
kendilerini “cehennemin kapılarının” eşiğinde
dururlarsa şaşırmasınlar.
***
Rus uçağının hesapsız/kitapsız düşürülmesi; Türkiye’yi yöneten
aklın emperyal heveslerle Suriye’deki kirli vekâlet savaşında
bulandığı çamur deryasından Batı ile Rusya’yı kapıştırarak çıkma
gayretinden ibaret. İşe yaramayacağı aşikâr da, yarasa bile en
fazla yıkım getirir.
Gazetecilerin cezalandırılması; İslam sosuna bulanmış
yeni “resmi ideolojinin” bu kirli savaşta vekil güçlerini
nasıl silahlandırdığını ortaya sererek toplumun haber alma hakkını
savunanları baskılama harekâtı. Baskının olduğu yerden direniş
yükselir.
Tahir Elçi’nin öldürülmesi; komşunun Kürt, Alevi, Hıristiyan
ahalisine jeostratejik bahanelerle hasmane bakarken, kendi Kürt
vatandaşıyla her tür barış ve diyaloğu hunharca gömen bir aklın
eseri. Kaza eseri yahut kasıtlı olması sonucu değiştirmez. Bu en
hafifinden vatandaşları arasına nifak tohumları ekmeyi maharet
sayanların ehliyetsizliğinin son ıspatı. Bu anlamda Suruç ve
Ankara’nın devamı.