Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu Hamas bekleneni yaptı.
Suriye’de Vahhabi/Selefi Körfez hattında hizalanan, Yermuk’ta
radikal cihatçılarla aynı safta savaşıp deneyimlerini aktaran
Hamas, 1988 tarihli kurucu tüzüğünü revize etti. Hamas’ı “ulusal
direniş örgütü” olarak görebilenler ilk bakışta meseleyi ‘İsrail’e
taviz’ ve ‘ılımlılaşmak’ üzerinden okuyabilir. Geçmiş yanılgılarım
eşliğinde bugün düşündüğümde gördüğüm resim, bu gelişmenin ‘eşyanın
tabiatı icabı’ olduğu...
Hamas’ın yeni tutumu son dönem siyasetinin kâğıda dökülmesinden ibaret. Katar ve Türkiye’deki İhvan hattının sponsorluğunda, Filistin meselesine Batı’dan da destek bulacak ‘ılımlı İslam’ enjeksiyonu. Gerisi gelecektir. Hedefi kaçınılmaz olarak Batı Şeria’daki seküler FKÖ ve El Fetih damarı tümden kırmaya çalışmak olacak. Ve İsrail’in taktik icabı Körfez monarşileriyle giderek yan yana durduğu resmi tamamlayıcı işlevi görecek.
***
42 maddelik metnin öne çıkan üç unsuru var:
• Hamas artık 1967 sınırlarına dayalı başkenti Kudüs olan bir Filistin devletine razı olacak. Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e uzanan toprakların ‘Siyonistlerden kurtarılması’ sosuna bulanmış pek çok cümle var. BM’nin 1948 toprak paylaştırması, Oslo anlaşmalarının reddi pek mana taşımıyor. 1967 sınırlarını kabullenmek zaten İsrail’in ortadan kaldırılmasından vazgeçildiğinin teslimi. Türkçesiyle ‘bükemediği bileği öpmek’.