Suriye’de BM Güvenlik Konseyi’nin 2401
sayılı ateşkes çağrısının ‘ölü doğmuş’ bir karar olduğu
aşikâr. Ama bu karar Doğu Guta üzerinden hem insani dramın nasıl
kullanıldığı, hem de kimin nerede nasıl durduğuna dair turnusol
kâğıdı.
ABD Dışişleri sözcüsü Heather
Nauert en son, sözcülüğün Twitter hesabından şöyle yazdı:
“Rusya Suriye çapında BM ateşkesi için oy verdi. Sonra bu
kararı, Şam/Doğu Guta’da sivilleri bombalayarak görmezden geldi.
Rusya ve Esad rejimine BMGüvenlik
Konseyi’nin 2401 sayılıkararına bağlı kalmaları ve ihtiyaç duyulan
insani yardımın 400 bin masum sivile ulaştırılması çağrısı
yapıyoruz.”
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı ise
Nauert’e cevabı yapıştırdı: “Selam. Sakin olun. Propaganda
makineniz kontrol dışı, hepimizi spam’lıyorsunuz.”
***
Dünyanın gözü önündeki bu dijital atışma,
uluslararası hukukun ve BM kararlarının çıkarlar için nasıl eğilip
büküldüğünü gösteriyor.
2401’in ilk maddesinde bir ay süreyle Suriye
genelinde ateşin kesilmesi ve insani yardım ulaştırılması çağrısı
var. Hemen ikinci maddede “ateşkesin IŞİD, El Kaide ve Nusra
Cephesi gibi terör gruplarıyla, bunlarla hareket eden tüm diğer
terörist örgüt, gruplar ve kurumlara yönelik askeri operasyonlar
için uygulanmayacağı” açıkça belirtiliyor.
Rusya ve Suriye, Şam’ın dış mahallesi Doğu
Guta’dan sivillerin tahliyesi için insani koridor oluşturdu, yardım
kampı kurdu ve her gün beş saatlik ‘insani mola’ ilan
etti. Ama sayıları 10 binle ifade edilen, kimi zaman çıkar
çatışması yaşasalar da çoğu kez birlikte hareket eden Suudi
bağlantılı Ceyş ül İslam, Katar/İhvan aparatı Rahman Kolorduları,
Türkiye destekli Ahrar üş Şam ve Nusra Cephesi ‘sivillerin
çıkışına izin verilmeyeceğini’ açıkça ilan etti hatta sokağa
çıkma yasağı koydu.
***
Olay Gazze’de geçseydi, ABD’nin
‘sivilleri kalkan olarak
kullanıyorlar’ diye bağıracağı
aşikâr. Ama olay Şam’da rejim değişikliği hedefleyen silahlı
grupların olduğu yerde geçmekte. Düne kadar Şam’a sivillerin ölüp
gittiği roketleri rastgele sallarken, sivil uçakları vurmak tehdidi
dahil askeri gövde gösterileri videolarını yayımlayan cihatçılar
artık askeri olarak güçsüz. Ellerindeki tek silah
‘siviller’.
ABD’nin tek silahı da ‘siviller’. Bu
yüzden sahadaki durumdan bağımsız olarak BM İnsan Hakları
Konseyi’ndeki oylamalarla ‘siviller’ kullanışlı aygıta
dönüştürülüyor. Cihatçıların sivilleri bırakmayacağı Reuters
haberinin içine gömülüyor. Savaş bezgini Doğu Gutalıların Suriye
bayraklarıyla cihatçılara karşı gösterileri anılmıyor.
ABD, yasadışı bulunduğu Suriye’de silahlı
grupları eğittiği iddialarının odağındaki Tanaf bölgesini 2401’de
anılan ‘Suriye geneli’ saymıyor. Rukban kampına BM yardımı
girişini mevzu etmiyor. Zaten Rakka’yı yıkarken BM ateşkesini
reddeden onlardı.
BM kararının içeriği açık. Sahadaki durum açık.
Kimin kimi korumaya çalıştığı da… Suriye başkentinin dibinde
silahlıların sonu, savaşın bitmesi ve sivillerin selameti
olacak.
***