Küreselleşmeci tasarımın Suriye hezimeti
eşliğinde, Ortadoğu’da Rusya Federasyonu öncülüğünde barış
alametlerinin belirdiği bir dönemde, yıllık iznimin bir kısmında
soluğu Donbass’ta aldım. Donbass, aynı zamanda ABD ve AB’nin
2014’te büyük jeopolitik hataya düşerek giriştiği hamlenin
durdurulmasıyla, Rusya’nın Ortadoğu’ya açılmasının yolunu açması
açısından mühim.
Donbass’ın kalbi Donetsk ve Lugansk’ta
Sovyetler Birliği’nin kendisi olmasa da yaşatılan mirasını görme,
yerel yönetim, sıradan insanlar ve cephe hattında halk milisleriyle
konuşma fırsatı buldum. Kiev’deki neoliberal Meydan darbesine karşı
Batı medyasının görmediği anti-Meydan protestolarının izini sürdüm.
Kiev’e karşı, sınıfsal karakteri itibarıyla emekçilerin
desteklediği ‘yurtsever küçük burjuva devriminin’
vuku bulduğu anlaşılan bölgeden izlenimlerimi daha geniş
yazacağım.
Bugünlük kısa bir özet sunalım...
***
Ukrayna’nın vaktiyle müreffeh bu doğu
bölgesi, Batılı emperyalistlerin gerici güçleri kullanmaktan
çekinmedikleri diyar. Nasıl ki, Suriye’de ‘demokrasi
taşımak’ bahanesiyle siyasal İslamcılar kullanıldıysa,
Ukrayna’da da ‘neoliberal renkli devrimin’
aparatları Banderistler. Bu yüzden Donbass’ın ahalisi 2014’te
Kiev’deki darbeden beri teyakkuzda.
Nüfusu savaş öncesi 1 milyona yakın, bugün 650
binle ifade edilen Donetsk’in merkezine 15-20 kilometre mesafedeki
dış mahalleler Ukrayna ordusunun düzenli ateşine maruz kalıyor.
Çatışmanın izleri her yerde. AGİT gözlemcilerinin işe yaramadığı
‘gri bölge’ hattı namlı Halk Milislerinin
korumasında.
Donbass’ta iki entite var. Donetsk Halk
Cumhuriyeti DNR ile Lugansk Halk Cumhuriyeti LNR. Ademi
merkeziyetçi anlayış oblast geleneğiyle buraya içkin. Halk
konseylerinde sosyal hareketler aracılığıyla temsil sağlanıyor.
Ukrayna Komünist Partisi’nden kalan KP yüzde 10-15’leri bulan
desteğe sahip. Halkın azımsanmayacak kesimi sosyalizm deneyiminden
kalan sosyal adalet fikrini önemsiyor olsa da öykündükleri İsveç
tipi sosyal demokrasi. Neoliberal dizayn onlar için oligarkları
ifade ediyor. 2014’te AB ile Rusya’yı dengeleyeceğim derken
devrilmiş Yanukoviç, Batı’da sunulduğu gibi
‘Rusçu’ filan görülmüyor.
***
Rusya’nın burayı işgal ettiği iddiası safsata. Halk milisleri Donbass’ın ‘yerlimilli’ ahalisi. Rusya’dan gönüllüler eksik olmasa da etnik aidiyetler çeşitlilik arz ediyor. Kiev’den gelenler, Abhazlar, Gürcüler, Osetler, Tatarlar... Batılı solcuların bulunduğu Uluslararası Tugay’ı saymıyorum. Kırım yüzünden şişirilen ‘Novorosiya’ mefhumuna bakışları gerçekçi. Rusya ile bağları doğal ama özerk konumlarından vazgeçmek niyetleri yok. Nüfusun büyük kısmını Rusça konuşanlar oluşturuyor. Çarlık ve Sovyetler’in emperyal mirasını sahiplenen ‘Putinizm’ algısından süzülen de ‘Rusluk’ değil ‘Rusyalılık’. Doğrusu, burada Sovyetler’in milli kimlik meselesini çok büyük ölçüde çözümlediği kanaatim pekişti. Burada ‘kimlikçilik’ gözlükleriyle anlaşılacak bir şey yok.
***