ABD ve dünya kamuoyuna sunulan bir haber
geçen hafta hepimizi gülümsetti. CNN International, ABD’nin dört
sene sonra Karadeniz’e iki destroyer birden sokarak yürüttüğü
donanma faaliyetine dair haberini, ABD’li bir askeri yetkiliye
dayanarak şöyle verdi:
“ABD donanması Karadeniz’deki varlığını,
Rusya’nın orada giderek artan varlığına karşılık olarak
artırıyor.”
Sosyal medyada epey alay eden çıktı. ‘Alooo
olay Meksika Körfezi’nde mi geçiyor’ diye ti’ye alan çoktu.
ABD’nin ‘müttefiklerini koruma’ temasıyla dünyanın her
yerinde bulunma yönündeki ‘tanrısal hakkını’ sorgulayanlar
eksik olmadı.
***
Tabii mevzunun şakaya vurulacak yanı yok.
Olmadığını Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir
Putin’in dün ‘Artık yeter’ temalı konuşmasıyla
gördük. Bu konuşma 2007 Münih Güvenlik Konferansı’ndaki kadar
mühim. Putin, o tarihte Batı’ya ‘ideolojik farkımız yok artık,
eşitler arası ilişki kuralım, gül gibi yaşayalım’ uyarısı
yapmıştı. Dün ise “Kimse bizi dinlemedi. Eh şimdi
dinleyin” deyiverdi!
Putin’in RF’de anayasa icabı federal
parlamentoya yıllık hitabında elbette 18 Mart seçimindeki adaylığı
için iç politikayı eksik etmedi. Ana tema dünya ekonomisinin ilk
beşinden olmak, çevre kirliliği, yeni bilim merkezleri, özgürlük
alanlarının genişletilmesi, demokratik kurumlar ve yerel
yönetimlerle sivil toplum ve yargının güçlendirilmesi
oldu.
Ama konumuz dış politika. Bu açıdan Putin’in
çıkışları Batı’da yankılandı. Rusya’nın askeri kapasitesine dair
grafik ve görseller eşliğinde ana mesajları şunlardı:
♦ Putin, ABD’nin yeni nükleer doktrinini
‘endişe verici’ diye niteledi. ABD’nin anti-balistik füze
anlaşmasından çekilmesini eleştirdi. “RF’nin yeni
kıtalararası ‘görünmez’ füzesi, hipersonik silahları,
sualtı İHA’ları var. Askeri üstünlük için boşa çabaladınız. Her
şeyi çoktan yaptık. Bizi askeri olarak yenemezsiniz. Rahat bırakın
yahut fena olacak” mesajı verdi.
♦ “Kimseye
saldırma niyetimiz yok ama saldırıya uğrarsak nükleer silahlarımızı
kullanırız. Müttefiklerimize de küçük, orta veya hangi düzeydeyse
nükleer silah kullanırsanız yanıtsız bırakmayız.” (Bu sözleri
Suriye’ye yönelik son tehditler bağlamında yorumlanabilir. Bugün
Rusya’ya saldırmadan Suriye’ye aleni askeri müdahale mümkün
değil.)
***
Caydırıcılığın en üst düzeyde vurgulandığı bu sözler elbette Batı’da ‘Putin özgür dünyayı tehdit etti’ diye yankılandı. ‘Kim kime ne yapıyor’ diye sorgulamadan anlaşılacak iş değil.
***