Bazen kendi ‘fantazi dünyamızda’ yaşarız da dünyadan haberimiz olmaz. İnsanlık hali... Cumartesi günü uzun süredir Dışişleri Müsteşarlığı’nı yürütmüş, 7 Haziran sürecinde ‘emaneten’ bakanlık da yapmış olan Feridun Sinirlioğlu’nun Türkiye’nin yeni BM Daimi Temsilcisi olarak görevine başlamadan önce verdiği söyleşiyi (http://www.haberturk.com/htdokun/ana-gazete/haber/1310325-kubra-par-rop#) okuyunca, idrak ettim. Son beş yılı kendi ‘fantazi dünyamda’ geçirmişim.
Yeni Zelanda’da filan yaşıyor olsak kolaydı. Ortadoğu’ya kapı komşusuyken öyle mi? Dolayısıyla dış politikamızın direksiyonunda oturup da viteslerini geçirmiş şahsiyetlerin mesajları mühim. ‘Fantazilerimize’ güvenecek değiliz.
***
Diyor ki Sinirlioğlu, “Türkiye üretim merkezi haline geldikten sonra etrafındaki komşu coğrafyanın istikrarı konusunda daha büyük pay sahibi oldu. Dolayısıyla kendi refahı için, kendi güvenlik ve istikrarı için bu bölgenin refahı, güvenliği ve istikrarı ile daha fazla ilgilenmeye başlamıştır.” Ya ilgilenmeseydik neler olurdu?
Sonuçlar ortada... Büyük/küçük kentlerimizde bombaların patlaması, sınır illerimizin tepesinde roketlerin uçuşması normal. İşadamlarımızın pazarlara erişiminin kesilmesi, Hatay’daki TIR parklarının dolması, doların 3,100’ü aşması da... İstanbul’un göbeğinde eğleşen Araplar dışında turist kalmaması da, Batılı elçiliklerin ‘tehdit alarmları’ da... Ve elbette tartışmalı bir darbe girişimi atlatmış olabiliriz. Neticede ‘düzenlenen’ değil ‘düzenleyici’ ülkeyiz. Öyle demişti, Sinirlioğlu’nun söyleşisinden hala yürürlükte olduğunu anladığımız dış politikamızın mimarı.