IŞİD bir toprak parçasındaki fiziki varlığıyla tarihin çöplüğüne atılmak üzereyken, ABD yönetimi Suriye’deki varlığının devamlılığı için Şam yönetimi ile tam savaş pozisyonuna geçme alametleri sergiliyor. Amerikalıların Rusya Federasyonu’nun (RF) sunduğu ‘yenilgisiz çıkış’ fırsatları yerine vekil güçleri Kürtler ve Arap aşiretler üzerinden yaptıkları hamleler ortada. Bu durumun Astana üçlüsü RF, Türkiye ve İran’ı daha da yakınlaştırdığı, üç ülkenin Soçi’de 22 Kasım’da ani üçlü zirve kararıyla ortaya serildi.
***
Suriye’de savaşın boyut değiştirmesini
sağlamaya aday son gelişmelere bakalım. İki cephe öne çıkıyor.
İsrail sınırı için tampon bölge pazarlığının sürdüğü güney hattını
kenara bırakarak bizi ilgilendiren kuzeye bakalım:
- Trump ile
Putin geçen hafta Asya-Pasifik zirvesinde, ABD’nin
Suriye politikaların gömüp üzerine mezar taşını dikmeye aday
‘siyasi çözüm’ ve ‘terörle ortak mücadele’
vurgulu ortak bildiriye imza koydu.
- Bu bildiri ABD-Rusya ortaklaşmasına
yorulurken Pentagon Şefi James Mattis sahne aldı.
Mattis, Suriye’deki varlıklarının IŞİD’in peşinden gitmelerini
mümkün kılan BM kararına dayandığını savunup “Cenevre
görüşmeleri müspet sonuçlanana dek ABD ordusunun
Suriye’de kalacağını” söyledi. Hatta ‘polislik
misyonu’ bahanesiyle varlıklarının devamını açık
bıraktı.
- Yanıt RF Dışişleri Bakanı
Sergey Lavrov’dan geldi. Lavrov,
Matis’in sözlerinin Cenevre anlaşmalarına aykırı olduğunu söyledi.
Amerikan varlığı, askeri faaliyetleri ve muhalefet gruplarına
desteğinin gayri meşru olduğunu belirtip ABD ordusunun sonuncusu
Elbu Kemal olmak üzere IŞİD’i defalarca koruduğunu
anımsattı.
ABD’yi Suriye’de askeri eylemle yetkilendirmiş
bir BM kararı yok. RF ve İran’a açık davetin aksine Suriye’yi BM’de
temsil eden hükümetin de talebi yok. Cenevre bildirisini
yetkilendiren BMGK’nin 2254 sayılı Aralık 2015 tarihli kararı
ateşkes ve siyasi çözüm çağrısı yapmakla yetinirken, IŞİD ve el
Kaide’yi sürecin dışında tutmuştu.
***
Peki, bu gelişme ve demeçler ne manaya
geliyor?
ABD yitirmekte olduğu savaştan gevşek bir
Suriye devleti çıkartmaya çalışıyor. Bunun için Suriye ordusunun
IŞİD’i yenip topraklarının kontrolünü sağlamasının önüne engeller
çıkarıyor.
- Kuzeyde düne kadar IŞİD’le çalışmış Arap
aşiretler büyük ölçüde satın alınarak petrol sahalarının kolayca
SDG’nin eline geçmesi sağlandı. Ülkenin üç büyük barajı, Fırat
havzasındaki değerli tarım arazileri ile petrol sahalarının 90’ı
ele geçirildi. Bunlar ayrıca siyasi müzakerelerde koz
olacak.
- SDG’nin Elbu Kemal’e uzanan sınırı alması ve
Irak-Suriye sınırının bölünmesi için uğraşılıyor.
- Son olarak BBC’nin ‘kirli anlaşma’
başlıklı haberine -ki ekim ortalarında görüntüleri dahil alternatif
medyaya yansımıştı- konu olan Rakka’dan aralarında önde gelen
militanlar dahil yabancı savaşçıların da bulunduğu IŞİD
unsurlarının ne buldularsa, ağır silahlar ve tonlarca mühimmat ile
çıkmaları sağlandı. Bunların bir kısmı da Suriye ordusunun önüne
sürüldü.
***