Yeni yılla birlikte beklenen İdlib fırtınası koptu. ABD’nin Suriye Kürtleri üzerinden son hamleleri ile sınırlansa da kuzeydoğuda Deyr ez Zor’u IŞİD’den kurtararak halifelik olgusunu fiziken bitiren Suriye ordusunun, dikkatini İdlib’de yaratılmış ‘El Kaideistan’a çevireceği belliydi. Doğrusu bu ya, Suriye ordusu Rusya’nın desteğiyle çok hızlı ilerledi. Ve 2015’te 59 askerin El Kaide’nin kolu Nusra Cephesi tarafından katledildiği Ebu Duhur üssüne dayanıldı. Bu durum bir dizi gelişmeyi tetikledi.
***
Önce 31 Aralık’ta, ardından Ortodoks
Noel’inde (5-6 Ocak) 13 SİHA (silahlı insansız hava araçları) ile
Rusya’nın Hmeymim ve Tartus üsleri hedef alındı. Bir kısmının
etkisizleştirildiği, bir kısmının hack’lenerek ele geçirildiği, bir
kısmının da hasara yol açtığı anlaşılıyor.
Rusya doğrudan Türkiye’yi suçlamasa da
saldırıların Astana süreciyle İdlib’de oluşturulmuş çatışmasızlık
bölgesinin içinden, yani Türkiye’nin sorumluluk alanından gelmesi
işleri karıştırdı. Rus basını bazı bilgiler verse de Rusya Savunma
Bakanlığı’nın ikazını 10 Ocak’ta Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız)
haberiyle öğrendik. Genelkurmay Başkanı Akar ve
MİT Müsteşarı Fidan’a mektup yollanmıştı. 6
Ocak’ta, yani SİHA saldırısı sonrası, üstelik Ankara’nın Rusya ile
İran elçilerini 9 Ocak’ta Dışişleri’ne çağırması ile Mevlüt
Çavuşoğlu’nun Moskova’ya çıkışının öncesinde...
***
Unutmamak gerek ki, eylülde İdlib için
çatışmasızlık bölgesi El Kaide’yi koruyup kollamak için
yaratılmadı. Ortak açıklamada, ‘ateşkesin tesisi, Suriye’nin
toprak bütünlüğünün temini ve terörle mücadelenin
sürdürülmesi’ vardı. Rusya’nın çizgisi en baştan radikal
cihatçı grupların temizlenmesi. Astana’da bu temizliği ve
‘ılımlıların siyasi sürece katılmasını’ Türkiye
üstlendi.
Hal böyleyken Ankara’nın tutumu en naifinden
pek tuhaf. Hem Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarını
tanıyıp hem de ülkeyi BM’de temsil eden yönetimin ordusunun
sınırları kontrol etmesine itirazın izahı yok. Ankara’nın neyi
istediği/ hedeflediğini netleştirmesi gerekeceği açık. Nitekim Rus
Dışişleri kaynakları açıkça Ankara ile yapıcı diyaloğu korumak
istediklerini ama El Kaide ile mücadeleden taviz vermeyeceklerini
söyledi.
***