Türkiye’de tesis edilen yeni rejimin ilk dış politika sınavlarından birisi Suriye olacak. Ve son gelişmeler Ankara’da dış politikanın dümenine yine aynı şahsiyeti oturtmuş yeni rejim için zorlu tercihlere işaret ediyor.
***
Bizler seçimlere odaklanmışken, Suriye
ordusu son bir ayda ülkenin güneyinde önemli kazanımlar elde etti.
Rusya’nın hava desteği eşliğinde 18 Haziran’da Deraa’da başlatılan
operasyon sonucunda 90’a yakın köy ve kasaba el Kaide ve bağlantılı
cihatçı gruplarla IŞİD’den temizlendi. 27 sınır noktası ile Amman’a
uzanan ticaret rotasındaki Nasib kapısı geri alındı.
ABD/Britanya/Fransa ile Körfez’in monarşilerinin cihatçılara
hediyesi TOW’lar dahil pek çok silah ve mühimmat ele geçirildi.
Elbette perde arkasında Rusya’nın yerinde kullandığı askeri gücüne
eşlik eden usta diplomatik manevralarının katkısı büyük. Ortada
şöyle bir tablo var:
• Rusya geçen sene ABD, İsrail ve Ürdün’ün
mecburi onayları eşliğinde El Kaideciler ve IŞİD’cileri hariç tutan
‘çatışmasızlık bölgesini’ iyi kullandı.
• ABD işgal ettiği güneydeki Tanaf’ta eğitmekten vazgeçmediği
cihatçılarla birlikte tecrit oldu. ‘Güney Ordusu’,
‘Devrim Komandoları’ işe yaramadı. Irak sınırında
yeniden IŞİD unsurlarının belirivermesi tesadüf olmasa da başarı
devşirilemedi. Rusların ‘iyimser’ beklentisi
Amerikalıların altı ay içinde çekilmesi.
• İsrail kendisine tampon yaptığı cihatçıları
desteklemenin sonuçsuzluğuyla karşı karşıya kaldı. Deraa operasyonu
İsrail’in büyük ölçüde ‘sessizliği’ altında yürütüldü, pek
az Hizbullah/ İran unsuru katıldı. İsrail’in derdi artık sınırın
kontrolünün Suriye ordusuna geçmesiyle Golan’da 1974
anlaşmazlığına/2011 öncesi statüye dönmek. Bu açıdan Netanyahu’nun
Putin ile yapacağı yeni görüşme mühim.
• Rusya, güneyde mümkün olduğunca savaştan
kaçınarak cihatçılara kapı araladı. Şimdi yerel güvenlik gücüne
dönüşenler var, orduya katılanlar var. Anlaşmayanlar hesapları
sonradan görülecek şekilde İdlib’e aktarılıyor.
***
Demek ki sırada kuzeybatıdaki İdlib’deki
‘şeriatistan’ var. Suriyeli kaynaklar şimdiden 2011’de
100’den fazla Suriye askerinin cihatçılar tarafından katledildiği
Cisr üş Şuğur’u fısıldıyor. Hatta Rus askeri kaynaklarının güneyde
cihatçılara ‘kuzeye gitmemelerini’ salık
verdiği...
Hal böyleyken TSK’nin 12 kontrol noktasıyla ‘çatışmasızlığı
denetlediği’ bölge ne olacak? İki gün önce cihatçıların
Lazkiye’nin kuzeyinde 25 Suriye askerini öldürmesiyle kim kime ne
‘mesaj’ vermiş olabilir?
Rusya’nın Suriye’nin kıyı hattını güvenceye almaması yahut
üslerinin dibinde ‘şeriatistan’a geçit vermesi zor. Bu
açıdan Astana süreci sona yaklaşıyor denilebilir. Moskova için asıl
mesele, Ankara’nın kuzeyde ABD ile hareket etmesi. Bu açıdan
Suriye’nin el Vatan gazetesinin Suriye Kürtlerinin Şam’la
yoğunlaşan temaslarını aktarması dikkat çekici. Dışişleri
koltuğunda devam eden Çavuşoğlu’nun seçimden önce
kuzeyde ABD ile birlikte Fırat’ın batısındaki ‘Menbiç
modelini’ Fırat’ın doğusuna yayma arzusunu dile getirirken,
Suriye hükümetinin tam kontrolü sağlamasına itiraz edip, “böyle
bir durumda Rusya ve İran ile işbirliğinin
anlamının kalmayacağı” mesajının unutulmadığına şüphe
yok.
***