Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı heyetin “dış güçler”, “antiemperyalizm” palavraları buraya kadar... Parti kongrelerini “Davamız, davamız” nidasıyla müsamereye çevirenler şimdi Suriye’yi NATO şemsiyesi altında bombalatma hesabında. Bundan Suriye’nin kuzeyinde şeriat için savaşan “ideolojik kardeşleri” faydalanacak sanırlar.
***
Hesapları ABD/NATO eliyle Halep’in fethi... Şam’daki Emevi
camiinde namaz kılamadılar, müsamerelerinde bu kez “Osmanlı
yadigârı Halep’i aldık” diye inletecekler salonu. Şimdiden
medyalarında “Halep 82. Vilayet” başlıkları atılması
bundan. Bu uğurda paylarına düşeni kapma gayretiyle İncirlik son
kartını oynadılar. NATO ve Körfez ülkelerine
de “gelin” çağrısı eşliğinde, yabancı güçlerin memlekete
konuşlanması için pazarlığı ABD ile yapıyorlar. Elbette ortada
binbir soru işareti var.
1 Yazılı mutabakat henüz yokken malum şahıs “İncirlik’in
kullanımının çerçevesi sınırlı olacak” buyurmuş. ABD’nin
İncirlik heyecanı NATO’nun eski komutanı James
Stavridis’in Foreign Policy’de yayımlanan “Her şey üs
için” başlıklı makalesine yansımışken, kolay gelsin.
Stavridis, bolca savaş jeti, İHA’lar, AWACS uçakları, NATO’nun
mültecilere yardım için kampların güvenliğini ele alması, sınır
güvenliğinin bir Amerikalı komutanın yöneteceği NATO komutasında
sağlanması, yani bolca yabancı personel gerektiğini belirtmiş. 1
Mart tezkeresi koşullarına mı dönüyoruz? Peki Amerikalılar 35 uçak
havalandırmakla mı yetinecekler? Milli ordumuz NATO’nun kara gücüne
mi dönüştürülecek?